Aşıklar (!) gördük kafirleşmişler. Mâşuk zannedilenleri gördük putlaşmışlar !

Bizi bekleyin. Seferdeyiz. Sabredin. Size söyleyeceğiz…. “Aşk” demiştik. Başka bir sevdâ değildi bu. Vedûd diyarının sesi idi Aşk ! Aşk idi “levlâk” Sahibi’ne kavuşan. Aşk idi Hz.Adem’e (a.s) maya olan ! Aşk idi “Benî Adem”e nur olan, huzur olan. Mâdem “Kâbemsin” demişti aşkın küçüğü Aşk’ın Ekber’ine ? Aşk idi sarhoş serserileri ayıltan ! Aşk idi…

Read more

Vuslat

Kavuşmak bir gündüz heyecanı, bir bahar nağmesi, kocaman bir umudu insanın. İçinde yıllarca arayıp dolaştırdığı çiçek… Bir ummanın nihayetini merak ettiğinde, bulduğun bir yunus balığı belki. Rüzgârın deli deli eserken çıkardığı ses… Dalgaların kıyıya çarparken çıkardığı o muazzam yayılışı… Vapurun kıyıya yanaşırken lastiklere çarpışının iç gıcırtısı… Her şey bir şeye kavuşuyor. Her âşığın bir maşuku…

Read more

Kırk Satır

Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben derdime nâmeleri dökülürken dilinden, bir derviş kalenderliğinde tevâzu örtüsüne bürünmüştü benliği. İnsan kendini kime şikâyet edebilirdi ki, kendini kendine dâhî şikâyet edemezken üstelik. Her vukû kendi irâdesine bağlı değil miydi insanın? Ah kesip atabilseydi kangren olmuş tüm merhabaları, yediği tokatın tadına doyamamış gibi diğer yanağını da çevirmemeyi becerebilseydi insan. Zannettiklerimin…

Read more

Sokakta Beşinci Gün 2

    Yine isteksizlik vardı ama nedeni farklı idi sanki. Görünen o ki, sokağa alışıyorum. Bu iyi midir? Cevabını verebilmek için çok erken. Zaman hükmünü verecektir. İsteksizdim, çünkü birkaç gün önce sokakta aradığım cevaplarımla ilgili bir dostumla görüşmüştüm. Kadın ve inanç, dedim, en önemli iki konu. Kendim için cevaplarımı bulmalıyım. Kendime rağmen, gerektiğince, dayanabildiğimce tüm…

Read more

Çocuğun Anavatanı: Sevgi

Çocuk eğitiminin en temel koşulu, belki de tüm süreçlerin merkezinde yer alan unsur sevgidir. Çünkü sevgi yalnızca bir duygu değil; insanın varoluşunda yer alan en derin ihtiyaçlardan biridir. Sağlıklı, mutlu ve kendisiyle barışık bireyler yetiştirebilmek, çocuğun fıtratında var olan bazı beklentilerin karşılanmasına bağlıdır. İnsan, dünyaya geldiği andan itibaren şu beş temel mesajı duymaya ihtiyaç duyar:…

Read more

Cânım

Selam olsun sana ki bende bu akşam değişik elemlerden gelipte geçtim. Halim beni işgâl etsede ifşâdımı sen duyur. Tarih beni utandırdı da ne oldu ki? Atideki beni yeter ki sevindirsin. Tarihi başkasına bıraktım. Atiye kollarımı açtım. Ben koşuyorum. Belki de gönlümü kendimden emin yerlerde koşturuyorum. Orasını bilecek değilim. Ancak bu azab, dilimi konuşturyor. Bu hicrân…

Read more

Bu Devran Böyle Sürüp Gitmez

Sustuğumuz ama bizi derinden yaralayan o kadar çok şey var ki şu hayatta…Belki birçok şeye değmiyor ama insanı kendi içinde üzmeye, zehirlemeye yetiyor… Neticesi bir sürü düşünce kirliliği, yitik zamanlar ve içimizde kaybolup giden insanlar silsilesi… Eskisi kadar kafama takmasam da bazı şeyleri, bazen yine de içimin almadığı, ruhumun kabullenmediği haksızlıklar yakamı bırakmıyor.Hak ettiklerimle vazgeçtiklerimi…

Read more

Aşkın Gittiği Kapı

Defalarca gittiğin ama bıkmadığın yol… Her seferinde ayağına batan dikenleri çıkarıp, yeniden yeniden bastığın yer… Hiçbir şeye, hiç kimseye aldırmadığın ve içinde doyasıya yaşamaya devam ettiğin iklim… Zihninde gezen hayaline, yüreğinde yanan kor her eklendiğinde, bir kat daha harlanan o ateş… Aşk… Binbir türlü labirent… İçinde farklı muhayyileler, değişik kapılar ve öğrendiğin/öğreten onca şey… İçinden…

Read more

Sokakta Beşinci Gün 1

Yine isteksizlik vardı ama nedeni farklı idi sanki. Görünen o ki, sokağa alışıyorum. Bu iyi midir? Cevabını verebilmek için çok erken. Zaman hükmünü verecektir. İsteksizdim, çünkü birkaç gün önce sokakta aradığım cevaplarımla ilgili bir dostumla görüşmüştüm. Kadın ve inanç, dedim, en önemli iki konu. Ve sordum: Erkekler neden mini şort giymiyor? Herhangi bir konuya odaklandığımda,…

Read more

Zincirli Ömür Tamlaması

Akreple yelkovanın kavuşmamak için and içtiği gecenin içinden, derdine bir türkü saplanmış insanın içine nazar eyle gel.. Gel ki; çareyle çilenin ne kadar hısım ve bir o kadar da hasım olduğunu göresin. Gör ki; gökkubbenin kimisine yâr kimisine dâr olduğunu bilesin. Bir şiirin mısrasında yitirdiğin hayallerine sarıl ve öyle gel. Ana kucağından, baba ocağından, yâr…

Read more

Irak Çayı: Sessiz Bir Vedanın Hikâyesi

Onlarla geçen sene tanıştık. Bir arkadaşımın aracılığıyla, on yıl önce Irak’tan Türkiye’ye sığınmış bir aileyle yollarımız kesişti. Şehrin kenarına sıkışmış, duvarları yorgun ve rutubet kokan üç odalı bir evde yaşıyorlardı. Ev, bir yandan yoksulluğun sessizliğini, diğer yandan umudun ve sabrın sıcaklığını taşıyordu. Baba bir süredir ortalarda yoktu. Anne, beş çocuğuyla ayakta kalmanın yollarını bulmuştu. Sabahın…

Read more

Bir Yazgının Öyküsü

……….. bir günbatımı kucağında zehirlenince biricik tutkusu dudağında titreyen bir dilekçe Sonsuz’a yücelince sonlunun ağıtları alevlenince bir yerlinin göğe sevdası ve tamamlanınca gönlün yarım kalan şarkısı bir ulu ışık sızacaktı umutların can çekiştiği kuytudan üstü-başı sırılsıklam güneşin gözyaşları bir ışık. bu nasıl evren, bu nasıl devrandı sağına baktı: ağlayıncaya kadar güldü soluna baktı: gülünceye kadar…

Read more

Bir Gizli İsyanın İstiâzeleri

  YALANIN KENDİSİNİ ‘DOĞRULATTIĞI’ CİNNET SINIRI veya YALANA İSYAN Yahut Bir Gizli İsyanın İstiâzeleri (2007 Arşivim’den)   Be hey Yunus sana söyleme derler Ya ben öleyim mi söylemeyince! Yunus Emre Söylesem tesiri yok, sussam gönül râzı değil. Çektiğim âlâmı bir ben, bir de Allah’ım bilir. Fuzulî   HAK DUALARA YANSIYAN HAYIRLI HAYATLAR Bursa’dan 1993 yılında…

Read more

Bir ile Sıfır

Bir! 1’in önünde ne vardır?! Sıfır! O sıfırın içinde ne vardır? Bir’den sonra ne varsa! İşte Bir olanlar vardır! Nefislerini tamamen öldürmüş yiğit oğlu yiğitler vardır! Gel, sen de sıfırla şu nefsini kardeşim! Gel, sen de çıkart at şu sayıları! Sadece Bir (c.c)’in önünde sıfır olarak! Hestiyi geride bırakarak! Terk-i hest-i değil! Terk-i terk! Sıfırlan!…

Read more

Sokaktaki Dördüncü Gün

Biraz değişiklik olsa da aynı şeyleri yaşadım. Son gün hazırlandım yine. Yazıcım arızalansa ne yaparım diye düşündüğüm halde. Gitmemek için sürekli mazeretler aradım. İlk gün yağmur nedeniyle iptal ettim, çıkmadım sokağa. Ama elimde tahtam ve masam, yola düştüğümde bazılarının garip garip bakmaları rahatsız etmedi. Şartlar sanki imtihan eder gibiydi. Tren seferlerindeki aksamalar, son anda yapılan…

Read more

Çisenti

    İnsanın, isyânın, ikrâmın ve sevdânın sahibine hamd ile.. Asırlar boyu sevda denilen er meydanında; gölgesine sığınan, gölgesinden kaçan ve gölge olanlar kendileriyle çarpıştı. Kiminin amacı zaferdi; bir gül uğruna küle dönmeyi göze aldı. Kimi oraya nasıl ve neden geldiğinin bile idrâkinde değildi; kalbinde patlayan bir tomurcuğun heyecanıyla yetindi. Kiminin revan olmak için can…

Read more

Bir Akşamın Ardından

Derdine derman olduklarım, bir gün bana dert olacaktır.. biliyorum.. İnsan yorulunca, üzülünce dünya kocaman bir nefes darlığı oluyor.. Güçlüyüm diyorum ama kalbim bir gelincik kadar hassas.. Bu günde akşam oldu, Her zaman nasılsak, bu akşam da öyleyiz işte, Canımız sıkkın, kalbimiz dargın.. Dudağımı bükmüş zoraki gülümsemişim komik sayılan ne var ise.. Bir ses kulağıma “yapabilirsin”…

Read more

Kaybolan Ritüeller

Bir zamanlar sabahlar, mis gibi çorba kokusuyla başlar; Akşamlar, dua sesleriyle son bulurdu. Türk aile kültüründe sofraların kalbinde, vaktiyle çorba kaynar; sonra çayın buharı yükselirdi. Sofralar kurulurken biri ekmeği böler, biri çorbayı karıştırır, biri sessizce “Afiyet olsun” derdi. Diğerleri sanki bu sözü beklermiş gibi, hep bir ağızdan ya da mırıltı hâlinde “Eline sağlık” diye karşılık…

Read more

Yalnızlık

    Geçen akşam yalnızlığın ne olduğunu düşündüm kendi kendime… O sırada ben de yalnızdım. Yalnızlığın tanımı neydi ve neye göre değişiyordu? Kimi kalabalık bir topluluğun içinde bile kendini yalnız hissedebiliyordu veya insan kendi düşüncelerini savunduğunda bile yalnız kalabiliyordu. Eşler arasında bile ödün veren, fedakâr davranan eş, kendini yalnız olarak addediyordu. Farklı düşündüğüm zaman ise…

Read more

Hoşçakal Serâ

Terkedilmiş bir öykünün başkahramanı olarak duruyorum karşında Sözüm bela kokulu Nefesim intihar… Bağrına saplansam Koyu bir hicrân fışkırır oluk oluk Dolunca gözlerin Taşırma sakın içinden içimi! Bıraktığın yerden değiyorum sona Hoşçakal Serâ! Bir oyunun tam ortasında Kandırılmış bir çocuk Eline tutuşturulan kokuşmuş vaatler Ve perde arkası ihanet… Madara olurken cümle âleme Aşka düşe kahroldum her…

Read more

Maymun Gibi

Öğleden sonraydı. Mahkemenin önündeki kalabalık azalmaya başlamıştı. Etraf muz kabukları, tüyler, kuş pislikleri ile dolu olduğundan yine iş başa düşmüştü. Süpürgeyi, faraşı alıp her yeri süpürmeye başladım. Gözlerim tam önüme düşen pisliğe takıldı. Kafamı kaldırdığımda kargayla göz göze geldim. Sırıttı. Ardından “Huh hah hah” ya benzeyen sesler çıkardı. Diğer kargalar bu çağrıyla arkadaşlarının yanına geldi.…

Read more

Büyük Balonun Eceli: İsrail’in Âkıbeti

Büyük balonların eceli küçük iğnelerdir. Zulüm ile kendi “haksız hukukunu” sağlamaya çalışan İsrail, hem kendi halkına, hem Dünya’ya ne kadar rezil, ne kadar acımasız hatta nasıl gaddar ve kalleş olduğunu her fırsatta gösterdi utanmadan. Sanmasınlar ki zalimlik ile âbâd olurlar! Neyi kurtarmaya çalışıyorlarsa bilsinler ki ilk önce ondan olurlar. Ve elbet mazlumun sahibi Allah’tır. Bir…

Read more

İstanbul’a Bahar Mektubu

İçimi döktüğüm şehre bahar gelmiş. Baharının etkisi yok düşümde, dünyamda İstanbul! Mutluluğun nasıl olur senin diye sorma. Hep böyleydin de deme bana. İstanbul, gözlerime bak ve gördüğünü anlat bana. Bahar mı gördüğün? Yanılıyorsun. Sen mi? Sen de değilsin görünen. Derine bak, daha derine cesaretin varsa. Yüreğime giden yoldan, Süveyda’nın harabelerine çıkan dönemece bak. Anla derdimi…

Read more

Hacca Haramla Gitme!

Nerdeyim ben? Sözde mana, manada söz kalmadı ise tövbe ederim! Rüyama yeniden döndüm. Gör ve bil ki sen bir gün mescidime geleceksin. Gönül mescidime geleceksin! Salâtını orada kılacaksın. Siyâmını orada tutacaksın. Kelâmını orada yazacaksın. Beni duyacaksın… Hacca haramla gitme! Hacca gitmeden önce bana gel ve benim önümde tavaf et! Bana bırak o haramları hacca gitmeden…

Read more

Aralık Kapı

  Aralık… Kapı aralık. Sessiz gecede. Issız yolda. Bir başıma. Karda kışta. Adımlarım boşlukta. Karanlığın ortasında. Bir ay ışığı kaldı dünyamda… İki yanım var iç içe: Çocuk yanım; hırçın, susmuyor, ağlıyor, sızlıyor, feryat figan… Diğer yanım; geçmiş karşısına, anlatıyor, tatlı dille, tebessümle, içten, gönülden, aralarına öğütler serpiştirilmiş masallar uyduruyor durmadan. Gecenin sonu gündüzdür, kışın sonu…

Read more

Ey Tarihin Rüyası, Ey Âtînin Yüksek Kararı

  Ey Hüseynî Hasan devlet! Ey Hasenî Hüseyn devlet! Ey can mehabbet! Yazılanalara bakmadan yazıldı(lar) sana! Ey himmet! Ey devlet..! Günahlarıma bakmadan yazdırıldığım mektuplarda gönül devletine yağdım. Belki küfürle yağdım. Ama Hak olduğunu bilerek yağdım. Küfrümü ancak senin hak devletin bilirdi. Kisrâlar yıkılalı nice oldu… Gel gör ki kisrâlaşmış nefsim bir türlü yıkıldığının farkına varamadı.…

Read more

YAĞMURLU ÂMİN’LER

Yağmuru ağlamadan anlatmayı beceremediğim günlerin birinde, “hiçbir havayı sevemedim dünyadan, yağmurda ıslanmayı özlediğim kadar…” diye şarkı söyleyen çocuğa rastladım. Büyük/lendiğim aklıma ters gelen çocukça şeyler anlattı ufak seslerle… Mantıklı ol, dedim, “gerçek” denilen dağlar var burada. Korkup geri dönmesi için, içinde sakladığını en çok çocuk yanıyla sevenleri yiyen canavardan bahsettim. Korkmadı. Korkmadan sordu üstelik: –…

Read more

Sünnet Minhâcı

 (1) – Hz. Peygamber’in 7 Sıfatı ve Dine Hizmetin 7 Prensibi –   Minhâcü’s-Sünnet Âyeti’nin Gölgesinde: Hz. Peygamber’in Vasıfları ve Peygamber Yolunun Prensipleri ﴾ لَقَدْ جَاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ أَنْفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنِينَ رَءُوفٌ رَحِيمٌ﴿  “(Ey insanlar ve ey araplar!) Size kendinizden bir rasul/elçi geldi. (O sizdedir ve) sizin herhangi bir zahmete…

Read more

Ayrılığı Tercih Edip Vuslat İçinde Sızlayanım

Cancağızım… Gönül yoldaşım… Allah’ın (c.c) Azamet’ini aracı yaparak meşgul olduğunuz anlarda beni gönlünüze hapsetmenizi istemiştim. Hatırlarsınız sabahın bitiminde ki halleri. O an ayrılışınızla bana Allah’ın (c.c) Celâlet’ini ve Azamet’ini azda olsa hissettirmeye çalıştınız. Öyle bir sefere râm oldum ki elem gecelerimde ağlayan kalpcağızım yine dayanamadı. Geçicide olsa ayrılığınız hicrana gark eyledi yüreğimi. Sırlar kezzâb. Sözler…

Read more

Bir Yaşanmışlık

Paylaştım sizlerle. Ben çok şey öğrendim ama siz ne anladınız bilmem mümkün değil. Zaten konumuz da bu. Birbirimizi anlıyor muyuz? Cevap veriyorum, açık seçik, net olarak, son kararımı söylüyorum. Hayır! Çıldırtıcı bir şey bu. Dostlarımız var, arkadaşlarımız, eşimiz, çocuklarımız, ailemiz, kardeşlerimiz… Yalnız kalmayı düşündükçe hafakanlar basıverir dünyamızı. Gerçek şu ki, hissetsek de hissetmesek de kabul…

Read more

Ezberlerin Bilimsel Kılıklısı Bir Felakettir

Kelimeler ve kavramlar insan hayatı için çok önemlidir. Bu yönüyle kavramlar, herkes için bir araçtır. İnsanların bir kavramdan faydalanması için onu geliştirmesi gerekir. Eğer var olan kavramları geliştiremezsek kimsenin yeni şeyler söylemesi mümkün değildir. Bir kavramı geliştirmek demek o kavramın tüm inceliklerine vakıf olmak demektir. Yeni kavramların üretilmesi ise düşünce kapılarını ardına kadar açmamızı sağlayacaktır……

Read more

NÛR-U TEVHÎD

  Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla, Hamd; âlemleri esmâsıyla yaratan, nûruyla semâları, arzı ve tüm âlemleri tenvîr eden, hidâyet râhını her dem kullarının ebedî kurtuluşuna vesile eyleyen, rahmet ve merhametinden ümit kesilmeyen âlemlerin Rabbi Cenâb-ı Hakk’adır. Sonsuz salât-ü selâm; Rahmeten li’l-âlemîn, Sevgililer Sevgilisi, Râsûl-ü Kibriyâ, Hatemü’l-Enbiyâ, Eşref-i Mahlûkat, Ekmel-i Mevcûdât, Habîb-i Hüdâ, Nebîler Nebîsi…

Read more

KÖRPE GÖNÜL MAKAMI’NA…

Elest bezminden tanıştığımız kıymetli büyüklerimiz, sevgili dostlarımız! Kağıtlara gönüllerinin muhtevasını resmeden genç ruhlu düşünürler, olgun ve göynük dökümlüler! Modern yüzyılda belki fiziken birbirinden çok uzak yaşayan, ancak kalben ve ruhen birbirine yakın, hatta yan yana, omuz omuza, kol kola bulunan bizim Gönül Dostlarımız, Can! Şu Şubat soğuna inat, tâ ezel cânibinde ruhlar âleminden beraberimizde, içimizde…

Read more

GELECEĞİNİ BİLİYORDUM…

Evet! Geleceğini biliyordum. Alimallah geleceğini biliyordum. Lâle-zârım benim. Son nefesimi, geleceğini bildiğim için geciktirdim. Senin için bir kere daha acılara sabrettim. Huda bizi bu dünyada son anda kavuşturduğu gibi öbür âlemde de buluştursun. Ben susacağım orada. Sen konuş n’olursun o anda. Bu dünyada sustuğun gibi ben de öbür âlemde susmak istiyorum. Bir sabah vakti bir…

Read more

NEVRUZ VEYA NEWROZ YADA NOWRUZ

İlk defa olarak; 21 Mart baharın gelişini muştalayan, müjdeleyen bayramda diğer adlarıyla Newroz veya Nevruz kutlamasında bulundum. Yüzlerce yıldır insanlar bu kutlamayı farklı coğrafyalarda, çeşitli ritüeller – ayinler ve farklı isimler ile kutluyorlar. Newroz. Nowruz, Nevruz gibi. Açıkça herhangi bir isim takıntım yok. Newroz kutlamasına gitmeden önce poğaça, kek. Sarma. Dolma yapıldı. Hatta termosta çayda…

Read more

HİKAYELERLE TERAPİ

Hikâyelerle terapi, zihinsel ve duygusal iyilik için kuvvetli bir araç mıdır acaba? İşte bu makalenin içinde, bu sorunun yanıtlanmasına odaklanacağız. Günümüzde terapi alanında farklı yaklaşımlar ve teknikler geliştirilmiştir. Bu yöntemler arasında, “Hikâyelerle terapi” giderek artan bir şekilde, daha da fazla dikkat çekmektedir. Elbette Hikâyelerin insanlar üzerinde etkileyici bir gücü vardır ve terapi süreçlerinde de bu…

Read more

AĞAÇ DEYİP GEÇME!

Haberlere göre gökyüzüne cemre düşmüş. Yakın bir zaman sonra yeryüzüne de düşecektir muhakkak. Bir de bakmışız ilk bahar, sonra yaz ayını bitirmiş daha sonra sonbahar ve kışın tekrar gelerek içimizi titretmesini bekleyeceğiz… Sizleri bilemem ama ben bu döngüye hayranım. Hatta gençlik yıllarımdan beri akıp giden zamanla, gökyüzüyle, mevsimlerle her zaman dirsek temasında bulundum. Özellikle senenin…

Read more

ZITLIKLAR

Sokak lambaları her gece karanlığı aydınlatırken, bizim buralarda ne işimiz var diyorlar mıdır acaba? Kendimiz gibi aydınlık olan yerlere gidelim diyorlar mıdır? Bazen hayat böyledir. Terslikler, zıtlıklar bir aradadır. Herkes usulca görevini yapar. Karanlık karanlığını, aydınlık aydınlığını… Alayişi nümayişi yoktur hadiselerin. Bir örgüdür her şey ve her ilmek olması gereken yerdedir. Bu bir kusur mudur,…

Read more

Sen Böyle Değildin !

Sen Böyle Değildin! Işığı önüne al, yürü! Gölgen arkadan ister gelsin, ister gelmesin! Arif Nihat Asya Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak.. Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak. Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle. İmânı olan kimse gebermez bu ölümle. Ey dipdiri meyyit, “İki el bir baş içindir.” Davransana.. Eller de senin, baş da senindir!…

Read more

Kendini Anlatma Şekli

Çalışma masama oturduğumda ilk iş, bilgisayarımda arşivlediğim metinleri okumaya başlarım… Bazı metinlere yoğunlaşmak ve bir damar yakalayıp oradan yeni bir şeyler söylemeye çalıştığımda balkona özenle yerleştirdiğim bitkileri seyre dalarım. İrili ufaklı saksılara diktiğim fesleğen, kaktüs ve sardunyalara baktıkça hem gözlerimin hem de ruhumun dinlendiğini fark ederim. Şayet sabaha kadar çalışmışsam çiçeklerime su verip canlı kalmasını…

Read more

Kâbe-i Kalbimin Mevlânâ’sı: HÛBİSTANIM!  

Ey lemhatül‐basar sevincim… Gecemin muğannîsi bülbül-i şâdân şakıyor. “Aşk eğer rûz‐i ezel der (içinde) dîl ü dîvâne nebûd (yok idiyse) tâ ebed! Zirge (zira) felek nâle‐i (inilti) mestâne nebûd (yoktur)!’’  Ben de derim ki: Ey Sübût! Ey Vücûd! Eğer aşkım ezel gününden beri gönlümde dîvâne değildiyse, bârî tâ ebede kadar feleğinin altında nâle‐i mestânen olayım! Ey Umut! Ey Sükut! Ey Nutuk! Ey Ufuk! Eğer azabım ebed gününden beri gönlümde vîrane değil idiyse, bâri  tâ ezele kadar meleğinin yâdında Kâbe‐i Dosthânen olarak kalayım. Ey Hubistân! Ey Aşkistân! Ey İnan! Ey Ezan! Ey Her An! Ey benden çok uzak olan! Ey bugün (şu anda) hatırımdan geçerken yok olan! Ey bende çok uzak duran! Hatırımdan geçerken uzağımda yanıyorsun. Uzağımdan…

Read more

Büyük Şairlerin Şiirleri Nasıl Okunur?

Geçen haftasonu akşam arkadaşlarla mahallemizin çay ocağında sohbet için bir araya gelmiştik. Yatsı namazı vakti yaklaşınca Hayati İnanç hocayı gördük. Hoşbeşten sonra aramızdaki komünist yoldaşımız Zeynel Abidin, Hayati Hoca’ya hitaben: “Hep sağ kesimin şairlerini, yazarlarını okuyor ve divan edebiyatından beyitlerle konuşmalar yapıyorsunuz” dedi. Hayati Hoca da; “Sizce başka kimleri örnek vermeliyim” deyince Zeynel; “Belki Nazım…

Read more

Uzaklar

Başımı alıp gidesim var. Uzaklara, çok uzaklara… Herkesin birbirine saygı gösterdiği yere. Hiçbir rozet, apolet, ünvanın olmadığı… Gerçekten böyle bir yer bulunabilir mi, bilmem. Dünyada veya kâinatta, maddi veya manevi alemlerde.. Veya gerçekten böyle bir yer var ise kim gitmek ister ki oraya? Herkes halinden memnun sanki. Hak edilmiş kölelikleri veya efendilikleri yaşıyoruz, mutlu mesut,…

Read more

Sevgili..!

Sevgili!   Sana zorsa bırak kalayım, kolaysa isminle tut. Tutuştur kalbimi çepeçevre saran alevlerini. Göster ve gözet. İçimde alazlaşan bir hal. Yutkunamıyorum.   Yedi boğum akrep, kursağıma giren taşların içimi acıtan sözleri… Söyleyemiyorum gitmiş katarların içimdeki seslerini. Göremezsin içimde nasıl da can çekiştiğini menekşemin. Bilemezsin. Ölüyor sanıyorum, diriliyor; diriliyor sanıyorum ölüyor. Zaman sanki ondan muaf…

Read more

Neyimizi Kaybettik

Kimi kendi ideolojimizden görmüyorsak, onu düşman kabul ediyoruz. İyiliklerin, güzelliklerin, vatan ve millet severliklerin tekelimizde olduğuna inanıyor, bizden saymadığımız herkesin de bunlara düşmanlığından zerre kadar şüphe duymuyoruz. Karşımıza aldığımız insanlar bir STK, bir vakıf kurup memleket veya millet için hizmet mi yapıyorlar, vatandaşlarımızın bir eksiğini gidermek için çaba mı harcıyorlar, mutlaka bu işte bir bit…

Read more

MEZARTAŞIMDA BİR GÜL-İ EHAD

Demek sen söze gelecektin ey abd-i Ehad, vahîd-i Ehad? Demek sen konuşacaktın kalemimde? Ben de seni dinleyecektim ey deha ahid? O halde buyur, dök içindekileri. Ne o, yoksa derdin sadece beni konuşturmak mı? Benim zaten içimde durmadan konuşan bir ses var, ve şu an senin için söyleşiyor. Ipıssız kuytulara sızar yazdığım mektuplarım… Hayalimin en mahfuz…

Read more

AYRILIK

İçimde kocaman bir hüzün yumağı. Yaptığım her şeye siniyor gibi düşündüğüm. Sevdiği ne varsa onu yapayım, konuşmaktan hoşlandığı ne varsa onlardan keyifli sohbetler yapalım, dinlediğimiz müzikler, keyif aldığımız filmler. Her şeyi baştan tekrar konuşalım dediğim… Ama hepsine, her şeye biraz sinen o ayrılık acısı… Sürekli zihnine gelen düşünceler… Üç beş gün sonra gidecek ve bir…

Read more

Seviyorum Diyebilmek

Sokakta gördüğümüz herhangi birisine, herkese, tüm insanlara, insanlığa, yaratılmış olan herşeye seviyorum diyebilmek… Çünkü herhangi birisini, bir şeyi hariç tuttuğumuzda gerçek sevgi olamaz kalbimizdeki. Bence böyle. Bazıları ütopya deseler de bence böyle. Bir insanı sevmek daha zor aslında. Tüm yaratılmışları sevmek ise bir bakış açısı. Veya bir ilk adım; sonsuzluğa, huzura, mutluluğa, mutluluk kaynağı olmaya……

Read more

Gözleri Uykusuz Bir Yalnızlık

Sabah olsun kalkacağım ellerimi göklere kaldırarak bir dua eşliğinde. Besmele ile… Uyandım işte ellerim hava semada bir dilim dua, bir dilim aşk. Bir sabahsız uyanışta gözlerim seherin nihayetinde. Birleşmiş altın kanatlı iklimlerin ellerime düşen yapraklarıyla kaldırıyorum gözlerimi dualara. Ve dua dua ilerliyorum acılara. Acı ki olduran bir fiilin oldurgan eylemi. Pişme süreçlerinde tarifsiz bir seyirleniş.…

Read more

Hepimiz “Seçimler”imizin Çocuğuyuz

– Allah’ın Meşîeti ve Muradı Bağlamında Sebeplere Riayetle Muvaffakiyet veya Mağlubiyet Tecellileri Üzerine Bir Tefekkür Gezisi – Hak, eninde-sonunda sahibine döner. Kâinatın işleyiş sistemi boşluk kabul etmez. Çarkların dişlileri birbirinin boşluklarını doldurarak devr-i dâim eder. Keyfimize göre kullandığımız imkânlar, gün gelir elimizden alınır ve hakkını vermeye aday olanlara verilir. İmkânlar eldeyken insan âdil olmalı, yoksa…

Read more

Pas Lekesi

İçimde bir burukluk, bir hüzün, ya da adını koyamadığım birşey işte. Her yer beton, her şey soğuk, duvarlar ruhsuz, ışıksız… Karşıdan bakana ne kadar korkunç geliyordur burası. Her yerde demir parmaklıklar, soğuk koridorlar… Ama içinde iken bir garip oluyorsun. Ne hisseseceğini bilemiyor gibi. Beynin, kalbin donmuş gibi oluyor. Kalk diyorlar kalkıyorsun, yat diyorlar yatıyorsun, yemeğin…

Read more

Hoşçakal Ey Cân!

Üzgünüm ama ey cân, müsaadenle ölmem lâzım. Bâki kalmam için bu dünyada bir mukavele yapmaya yanaşmadı/yanaşmıyor kimse. Yalvar yakar vazgeçiremiyorum kimseyi. Vazgeçirsem de nafile değil mi sanki? Her şey fânilerin elinde mi? Sözleşmeyi dünyaya gelmeden yapmadık mı biz? Bir yüz sene daha yaşasam diyorum ama nafile. Bir yüz sene daha yaşama isteğini dillendirmeye nasıl yüzün…

Read more

Aşk..!

Bizi bekleyin. Seferdeyiz. Sabredin. Size söyleyeceğiz. “Aşk” demiştik. Başka bir sevdâ değildi bu. Vedûd diyarının sesi idi aşk. Aşk idi “levlâk” Sahibi’ne kavuşan.. Aşk idi Hz.Adem’e (a.s) maya olan.. Aşk idi “Benî Adem”e nur olan, huzur olan… Mâdem “Kâbemsin” demişti aşkın küçüğü Aşk’ın Ekber’ine.. Aşk idi sarhoş serserileri ayıltan. Aşk idi Allah’ı (c.c) anlatan. Aşk…

Read more

GRİNİN GÖLGESİ

Kafasındaki bigudilerin yarısını çözmüş, yarısını unutmuş olan kadın çocuk parkının kapısında görünmüştü. Elindeki cep telefonuna doğru kafasını iyice eğdiğinden olsa gerek, kadının yüzünü gözünü seçebilmek imkansızdı. Diğer eliyle pazar arabasını sürüklüyordu. Pazar arabası deyip geçmemek gerek; bu şeyin tekerlekleri kadının hem arkasında bıraktığı 39 numaralık ayak izlerini, hem de onun şişmanca gölgesini ezerek geliyordu :…

Read more

TÜRK SİNEMASININ EZBERİNİ BOZAN YÖNETMEN

On sekiz yaşımdan beri aldığım filmleri bilgisayarıma kopyalayıp bugün devasa bir film arşivi sahibi oldum. Yani bugün 43 yaşındayım ve 17 bine yakın film arşivim var. Bu filmlerin çoğu yabancı, Türk filmi oranım ise elliyi geçmez. Çünkü izlediğimiz Türk filmleri -son on yıl hariç- gerçekten klişeler yüzünden seyredilmekten ziyade eziyete dönüşüyordu. O filmlerde örneğin, bir…

Read more

BEDİÜZZAMAN’IN VEFATI ÜZERİNE YAZILMIŞ İLK İKİ ŞİİR

Ankara merkez vaizliği yapmış Nur talebelerinden Osman Aydın Hoca (1929- ?), Üstad Bediüzzaman’ın 23 Mart 1960’da vefat haberi üzerine “Elveda” isimli şu şiiri kaleme almıştır. ELVEDA -Büyük Üstadım Bediüzzaman Hazretlerine- İşte geldi çattı ayrılık derdi Bin türlü elemi bizlere verdi. Gam, keder postunu gönlüme serdi. Üstadım, firakın yaktı dağladı İnsanlar, mahlûkat, semâ ağladı. Acı haberlerin…

Read more

HAYATIMIZIN BİLEĞİ TAŞI: ZORLUKLAR

“Zorluklar hayatımızın bileği taşıdır; onlara sürtüne sürtüne keskinleşiriz.” (Gassion) İnsan, güzel ahlâkı kazanabilmesi için dünyada eğitimden geçiriliyor. Eğitim gereği yolda zorluklar var; acılar ve çile var. Başka türlü bir eğitim, insan aklının alabileceği şekilde mümkün değil, tek yöntem bu. Ancak Rabbimiz bizi sadece gücümüzün yeteceği zorluklarla sınıyor. Allah zorluğu boşuna vermiyor, sevdiği ve merhamet ettiği…

Read more

Sessiz Bekleyiş

Yağmura sayıyorum kelimelerimi ve biliyorum ki adına şahit suskun bekleyişi… Nicedir yağmıyor yağmur; yüreğime düşen adını savurup götüren rüzgârın şiarı yok yollardan. Badı sabahın telaşına serilen aydınlığın ellerine kına mı çalındı geceden? Bilen sorulmaz ki renk körü enelere zincir takılmış zamanın mevsimlerinde. Ah yağmur kokuna ağıtımı gözlerimden ellerime saldım. Mendilime düşen adını saçlarımdan bildim. Yağmur…

Read more
crescent moon on a pink sky

Enelik Makamı

Enelik Makamı Tugay Mola Gökler! Yerler! Dağlar! Rabbin teklifinden ürkerek kaçtığınızda insan nasıl da çalım satarak o teklifi yüklenip yükleyiverdi!? Herkesin vazifeden kaçtığı yerde insan “evet ben varım!” deme cür’etinde bulundu. Bir defa söz vermişti insan. “Vefâsız olmam” deyip benliğini konuşturuverdi. Ey insan! Emaneti emin ellerden yerlere düşürdüğünü ne zaman göreceksin?! Sen emaneti değil, benliğini…

Read more

Antakya

Yunus Emre, Mesihiyyetin gölgesinde ruhi seyrini tamamlamış bir gönül insanı, gönüllere taht kurmuş bir ülkü insanıdır. Taptuk’un kazanında kaynayıp pişmiş, dülger mürşidlerin elinde yontulup cilalanmış, çorak gönüllere Hızır iksirini, gök ilhamlarını boşaltan bir irşad dolabı haline gelmiş inanç eridir. Antakya’da Mesihiyyetin bir başka sevdalı şehidi, sonsuzluk yolcusu sevgili Dülger, Habib Neccar Hazretleri var. Antakya’nın ilk…

Read more

Sonsuzluk

Hep bir alışılmışlığın izi.. Zaten hep bizimle dediğimiz.. Kendine sonsuzluk biçip kendimize eklediğimiz.. Hep taze doğan bir şafağın mahmurluğuyla beklettiğimiz.. Alıştık işte, alışageldiklerimiz.. Bir gün aniden.. Hiç beklenmedik bir yerde.. Beklenmedik bir zaman.. Aniden gelen bir telefonla.. Yolumuzun önüne düşmesiyle.. Biniverecek olduğumuz bir dolmuşla, otobüsle.. Dank eden.. Aaa buradaki ev yıkılmış. Neden yıkılmış, niye yıkılmış?…

Read more

“Hayat Kısa… Kuşlar Uçuyor”

Gökyüzünde ne zaman uçan bir kuş sürüsü görsem hayatın kısalığı geliyor hatırıma. Ve ne zaman hayat gerçekten kısa diye düşünsem, “Evet” diyorum “hayat kısa, kuşlar uçuyor ve zaman hızla ölüme doğru akıyor…”   Bu sebeple dikkatli olmamız lâzım. O zaman dünya hayatına karşı da daha açık, şuurlu olabiliriz. Hayatımızda yok olacak şeyleri sıralayıp üstünü çizdiğimizde,…

Read more
body of water between green leaf trees

Sen

Sen zincirlerle bağlansan da dostluğunu gecelerde faş et! Aşk yolunda ölmeye gelsen de vefânı “lâ ilâhe illallah” busenle ölümsüzleştir! Açlık midene vursa da sen ruhunu Aşk’ın sofrasında doyur! Nerede o yeminler? Nerede o duağı açılmamış geceler? Nerede o fistanı henüz yere değmemiş heceler? nerede? Nerede, doğdugu gece kelâma saklanan bilmeceler? Nerede cepheden geri dönmeyen Şehit…

Read more

Hekimoğlu İsmail Ağabey’in Ufku / Yusuf Alptürk

Asıl adı Ömer Okçu olup, yazılarında kullandığı “Hekimoğlu İsmail” müstearı dedesinin adıdır. 1932’de Erzincan’da doğup, burada ilk ve orta öğrenimini bitirdikten sonra 1952’de Zırhlı Birlikler Okulu’ndan mezun olmuştur. Daha sonra astsubay olarak göreve başladığı Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 1972’de emekli olmuştur. 2009 yılı itibarı ile 80 baskıyı geçen, bir dönem yasaklanıp daha sonra serbest bırakılan Minyeli…

Read more
activity bicycle bike biker

Yaşamak İçin mi Çalışıyoruz, Çalışmak İçin mi Yaşıyoruz? / Zeynep Haşemi Bayraktaroğlu

Kapitalizm egemen olmaya başlayınca, tüketim çılgınlığı tüm dünya üzerinde yaşanmaya başlandı. 16. yy ve sonrasında Kapitalizm görünür hale geldi.  ABD nin keşfi, koloniler halinde abd kıtasına akın ederken Avrupa – ingilizler işgal – sömürü dönemini fiilen kapatıp ruhen kapitalist sistemle devam etti. Bin dokuz yüzlü dönemlere gelindiğinde artık sistemler hızla  kapitalist çalışma metodunu benimsedi. “Her…

Read more
abstract painting of nature

Kalbi Kırık Muhabbet Fedaisi / Fatih Sinan Yıldırım

Kalbi kırık bir muhabbet fedaisi ol(a)maz elbette.. olmamalı da zaten. Dünyanın kalbi kırıklarını onarmaya giderken sen kırılıyorsun, bu nasıl olacak ki!?. O zaman aklımıza hemen; “Gören görmez, işiten işitmez, anlayan anlamaz, sarsılan sarsılmaz, konuşan konuşmaz, söyleyen söylemez birisi mi olacağız?..” diye bir soru gelebilir. Yanıbaşımızdakilerle bir hayatın içindeyiz daim; sürtüştüğümüz, konuştuğumuz, bakıştığımız, darıldığımız, sevdiğimiz, gönül…

Read more
grey concrete pyramids on the middle of the dessert during daytime

Yusuf Gönlüm

Ses İskenderiye’den geliyor gibi gözükse de, o nefes ötelerden gelmişti. 111 ayetle 3 safhayı iç içe girmiş boyutlar halinde seyredebilenlere selam olsun… “Ya ebetî!” … “Ey babacığım… Güneşi, kameri, kevakibi bana secde ederlerken yakaladım”. “Ya Buneyye!” Aman oğulcağızım ! Ey biricik cancağızım… Ey kutlu tâcım… Sakın hikayeni kardeşlerine anlatma. Onlara hikayeni anlatma ki şeytan da…

Read more
orange and yellow neon lights

Canan 2

Canan Benim adım Canan sen kimsin? Bunu duyan orman şaşırmıştı şaşırmasına da hemen toparlamıştı kendini. Beni duymuyorsun sanıyordum! Canan: İçimde sürekli farklı sesler oluyor; erkek sesleri ve çocuk sesleri, bu seslerin hangisinin kime ait olduğunu bilemiyorum. Onun için aylardır gözlemliyorum bu sesleri. Sesle birlikte farklı duygu ve düşünceler de sarıyor beni. Kimi zaman duygusuz bir…

Read more
light bulb beside books on shelf

Âh İtidal Sen Ne Büyük Bir Sırsın! (1)

Yıllar önce okumuştum Necip Fâzıl’ın bu sözünü. Şeytanın mübalağanın yanında olduğunu söyleyip; ‘’Âh itidal, sen ne büyük bir sırsın.’’ diye devam ediyordu. Rûhum tanımıştı bu sözü, aklım idrak edemese de… Yaş aldıkça, yaşadıkça daha derin anlamaya başlar insan; anlamak da zamanla, anlamak da katman katman… Bu kısacık söz ile Üstad ne demek istiyor acaba diye…

Read more
light bulb beside books on shelf

Ânın Hâleleri

Gönül ummanının hâlelendiği, hârelendiği yerde duran, durdurulan bir gönl-ü hazindir içim. Hâlin aynasına ezel gelir, mazi vurur, istikbâl bakar. Ama sen beni hep ilerde zannedersin. Hep yürüyor, koşuyor, ilerliyor görürsün. Oysa ânımdır benim gönül çeperim. Duamdır şimdim. Durduğum yer mazinin gölgesi, istikbâlin şafağıdır. Ben sadece âna üflerim. Ey dost! Bana hâl, sana istikbâl aynalar. Hicranıma…

Read more
abstract painting of nature

Elveda Bilgi Elveda Akıl

Bilgi çağına girdiğimiz geçen yüzyılda bilginin ve aklın uğradığı ihaneti görmek, çok hüzünlendiriyor beni. Yaşantısıyla, sözleriyle “çağdaş ve modern” olduğunu iddia eden insanlar, bilgi ve bilgiyi kullanmaya bir sokak kedisi kadar değer vermiyor. Oysa daha düne kadar, inançlarını bilginin ve aklın ölçütleriyle tartarak bulduğunu söylemiyor muydu bu insanlar? Hani görmediği bir şeyi, aklının kabul etmediği…

Read more

Dertli Anam’a

Gurbet ellerde çayım soğudu, ısıtmaz mısın?Anam! Bir hazîn bakışla kalbimi yakmaz mısın?Hasta halinle sıcak bir çorba içirmez misin?Anam! Hasret kaldım; yüreğimi yakan ince sesine,Oğlum!, deyip başımı okşayan o kınalı eline. Şimdi buralar soğuk; üşütmemek elde değil,Odalar soğuk, kalpler tutuk darılmamak elde değil,Kesem boş, çile çok, yokuşta yorulmamak elde değil,“Ya veli ol ya da deli” derdin,…

Read more
crescent moon on a pink sky

Kadının Köye Gelişi

Kadının Köye Gelişi Sibel Bilgin Ormanda bir kadından bahsediliyordu. Adı: Kadın olan bir kadındı bu. Kadın ne demek bilinmiyordu oysa. Sadece bir kelime idi kadın orman için. Orman ve ormanın varlığı kadın diye birinin ormana bakan bir dağ kulübesinde yaşamaya başladığını biliyordu yalnızca. Uzaktan gözlüyordu onun varlığını. Kadın dağa kaçmış, türüne yabancılaşmış, şehri terk etmiş,…

Read more
blue blur bright close up

Hatıralarla Yaşanır mı..?

Hatıralarla Yaşanır mı? Elif E. Bayraktar Geçmişe bağlı yaşıyor birçok insan. Hatırası olan şarkıları sürekli dinliyor, eşyaları ve hatırası olduğu için daha birçok şeyi saklıyor. Yürünen bir yolun, oturulan bir bankın, bir çiçek kokusunun bile hatırası vardır bazen. İnsan kolay kolay geçmişi unutamıyor; kimileri kâğıt peçetelere varıncaya kadar saklar da o yüzden odasına sığamaz. Ne…

Read more
abstract painting of nature

Derman Aradım Derdime…

“Derman Aradım Derdime, Derdim Bana Derman İmiş“ Kevser Sabâ Alkaya İnsan doğuştan mı yaralı yoksa sonradan mı yaralanır? Beden zarfının içinde mazruf olan rûhuyla doğan insan tam olarak gönderilir dünya âlemine, tamdır ama nâkıstır insan. Rûhlar âlemindeki bilgi unutturulmuş, o bilginin peşinden gitmek için bir boşluk konulmuştur insanın yüreğine, içindekini bir ömür aramakla geçirir insan…

Read more
light bulb beside books on shelf

Kalbim

Kalbim Nezafet Cangül Ben seni hiç bilmezmişim.. hep o kırmızıya boyanan kağıt üstündeki anlamsız şekil sanırdım seni.. halbuki sen neleri sığdırmışsın içine. En çok bayram sabahlarının sıcaklığında hissettim seni. Annemin babamın ellerinden öperken ve o ellerin sonra yanaklarımı sarmasından.. sonra top peşinde koşan ayakların sana verdiği zorla arada bir gümlettim seni.. ve anlamsız mahalle kavgalarının…

Read more
snowy mountain

Körleşme

Körleşme Yuşa Irmak Elias Canetti’nin romanı “Körleşme” 40-50 yıl önce ilk Ahmet Cemal’in çevirisiyle yayınlandı. Yaklaşık yarım asırlık kitabı ömrüm boyunca ya bir ya da iki kez üzerinde düşünmeden, tartmadan okudum. Şimdi yine elimin altında ve tekrar not olarak okuyorum… Elias Canetti soğuk bir mizahın, incelikli, mesafeli bir kara yerginin eşliğinde yazmış bu biricik romanını.…

Read more

Naylon Yazarlık

Naylon Yazarlık Zeynep Haşemi Bayraktaroğlu Şunu anlayın artık! Eline kalemi alan yazar olamaz.Yazarlık bir sanattır.Yetenek yoksa, duygu derinliği yoksa, hayal gücü sığ ise, empati duygusundan yoksun ise, amacı yoksa, mesaj kaygısı, yola çıkış sebebi toplumun faydasına üretmek değilse bu kişi yazar olamaz, olmamıştır. Nitekim bu tarz çok sözde yazar yolda kalmıştır. Çoğu sözde yazar bilirim…

Read more

Kapılar

KAPILAR Zeynep HAŞEMİ Kapılar kültürün aynasıdır.Kapı deyip geçmeyin.Ne yaşanmışlıklar barındırır rengarenk model model kapılar.Mesela tarihi bir yapının yada konağın kapısını düşünün.Kaç el değmiş kimbilir. Kaç göze, kaç sese şahit olmuşluğu var.Eşiğinden ayıpsız adım geçmiştir.Besmele hayır ile atılan adım da var, kavga şer ile atılan atım da…Kaç genç kızı telli duvaklı gelin etmiş, kaç erkeği eli…

Read more