Aşıklar (!) gördük kafirleşmişler. Mâşuk zannedilenleri gördük putlaşmışlar !

Bizi bekleyin. Seferdeyiz. Sabredin. Size söyleyeceğiz…. “Aşk” demiştik. Başka bir sevdâ değildi bu. Vedûd diyarının sesi idi Aşk ! Aşk idi “levlâk” Sahibi’ne kavuşan. Aşk idi Hz.Adem’e (a.s) maya olan ! Aşk idi “Benî Adem”e nur olan, huzur olan. Mâdem “Kâbemsin” demişti aşkın küçüğü Aşk’ın Ekber’ine ? Aşk idi sarhoş serserileri ayıltan ! Aşk idi…

Vuslat

Kavuşmak bir gündüz heyecanı, bir bahar nağmesi, kocaman bir umudu insanın. İçinde yıllarca arayıp dolaştırdığı çiçek… Bir ummanın nihayetini merak ettiğinde, bulduğun bir yunus balığı belki. Rüzgârın deli deli eserken çıkardığı ses… Dalgaların kıyıya çarparken çıkardığı o muazzam yayılışı… Vapurun kıyıya yanaşırken lastiklere çarpışının iç gıcırtısı… Her şey bir şeye kavuşuyor. Her âşığın bir maşuku…

Kırk Satır

Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben derdime nâmeleri dökülürken dilinden, bir derviş kalenderliğinde tevâzu örtüsüne bürünmüştü benliği. İnsan kendini kime şikâyet edebilirdi ki, kendini kendine dâhî şikâyet edemezken üstelik. Her vukû kendi irâdesine bağlı değil miydi insanın? Ah kesip atabilseydi kangren olmuş tüm merhabaları, yediği tokatın tadına doyamamış gibi diğer yanağını da çevirmemeyi becerebilseydi insan. Zannettiklerimin…

Sokakta Beşinci Gün 2

    Yine isteksizlik vardı ama nedeni farklı idi sanki. Görünen o ki, sokağa alışıyorum. Bu iyi midir? Cevabını verebilmek için çok erken. Zaman hükmünü verecektir. İsteksizdim, çünkü birkaç gün önce sokakta aradığım cevaplarımla ilgili bir dostumla görüşmüştüm. Kadın ve inanç, dedim, en önemli iki konu. Kendim için cevaplarımı bulmalıyım. Kendime rağmen, gerektiğince, dayanabildiğimce tüm…

Çocuğun Anavatanı: Sevgi

Çocuk eğitiminin en temel koşulu, belki de tüm süreçlerin merkezinde yer alan unsur sevgidir. Çünkü sevgi yalnızca bir duygu değil; insanın varoluşunda yer alan en derin ihtiyaçlardan biridir. Sağlıklı, mutlu ve kendisiyle barışık bireyler yetiştirebilmek, çocuğun fıtratında var olan bazı beklentilerin karşılanmasına bağlıdır. İnsan, dünyaya geldiği andan itibaren şu beş temel mesajı duymaya ihtiyaç duyar:…

Cânım

Selam olsun sana ki bende bu akşam değişik elemlerden gelipte geçtim. Halim beni işgâl etsede ifşâdımı sen duyur. Tarih beni utandırdı da ne oldu ki? Atideki beni yeter ki sevindirsin. Tarihi başkasına bıraktım. Atiye kollarımı açtım. Ben koşuyorum. Belki de gönlümü kendimden emin yerlerde koşturuyorum. Orasını bilecek değilim. Ancak bu azab, dilimi konuşturyor. Bu hicrân…

Bu Devran Böyle Sürüp Gitmez

Sustuğumuz ama bizi derinden yaralayan o kadar çok şey var ki şu hayatta…Belki birçok şeye değmiyor ama insanı kendi içinde üzmeye, zehirlemeye yetiyor… Neticesi bir sürü düşünce kirliliği, yitik zamanlar ve içimizde kaybolup giden insanlar silsilesi… Eskisi kadar kafama takmasam da bazı şeyleri, bazen yine de içimin almadığı, ruhumun kabullenmediği haksızlıklar yakamı bırakmıyor.Hak ettiklerimle vazgeçtiklerimi…

Aşkın Gittiği Kapı

Defalarca gittiğin ama bıkmadığın yol… Her seferinde ayağına batan dikenleri çıkarıp, yeniden yeniden bastığın yer… Hiçbir şeye, hiç kimseye aldırmadığın ve içinde doyasıya yaşamaya devam ettiğin iklim… Zihninde gezen hayaline, yüreğinde yanan kor her eklendiğinde, bir kat daha harlanan o ateş… Aşk… Binbir türlü labirent… İçinde farklı muhayyileler, değişik kapılar ve öğrendiğin/öğreten onca şey… İçinden…

Sokakta Beşinci Gün 1

Yine isteksizlik vardı ama nedeni farklı idi sanki. Görünen o ki, sokağa alışıyorum. Bu iyi midir? Cevabını verebilmek için çok erken. Zaman hükmünü verecektir. İsteksizdim, çünkü birkaç gün önce sokakta aradığım cevaplarımla ilgili bir dostumla görüşmüştüm. Kadın ve inanç, dedim, en önemli iki konu. Ve sordum: Erkekler neden mini şort giymiyor? Herhangi bir konuya odaklandığımda,…

Zincirli Ömür Tamlaması

Akreple yelkovanın kavuşmamak için and içtiği gecenin içinden, derdine bir türkü saplanmış insanın içine nazar eyle gel.. Gel ki; çareyle çilenin ne kadar hısım ve bir o kadar da hasım olduğunu göresin. Gör ki; gökkubbenin kimisine yâr kimisine dâr olduğunu bilesin. Bir şiirin mısrasında yitirdiğin hayallerine sarıl ve öyle gel. Ana kucağından, baba ocağından, yâr…

Irak Çayı: Sessiz Bir Vedanın Hikâyesi

Onlarla geçen sene tanıştık. Bir arkadaşımın aracılığıyla, on yıl önce Irak’tan Türkiye’ye sığınmış bir aileyle yollarımız kesişti. Şehrin kenarına sıkışmış, duvarları yorgun ve rutubet kokan üç odalı bir evde yaşıyorlardı. Ev, bir yandan yoksulluğun sessizliğini, diğer yandan umudun ve sabrın sıcaklığını taşıyordu. Baba bir süredir ortalarda yoktu. Anne, beş çocuğuyla ayakta kalmanın yollarını bulmuştu. Sabahın…