Bir Yazgının Öyküsü

……….. bir günbatımı kucağında zehirlenince biricik tutkusu dudağında titreyen bir dilekçe Sonsuz’a yücelince sonlunun ağıtları alevlenince bir yerlinin göğe sevdası ve tamamlanınca gönlün yarım kalan şarkısı bir ulu ışık sızacaktı umutların can çekiştiği kuytudan üstü-başı sırılsıklam güneşin gözyaşları bir ışık. bu nasıl evren, bu nasıl devrandı sağına baktı: ağlayıncaya kadar güldü soluna baktı: gülünceye kadar…

Bir Gizli İsyanın İstiâzeleri

  YALANIN KENDİSİNİ ‘DOĞRULATTIĞI’ CİNNET SINIRI veya YALANA İSYAN Yahut Bir Gizli İsyanın İstiâzeleri (2007 Arşivim’den)   Be hey Yunus sana söyleme derler Ya ben öleyim mi söylemeyince! Yunus Emre Söylesem tesiri yok, sussam gönül râzı değil. Çektiğim âlâmı bir ben, bir de Allah’ım bilir. Fuzulî   HAK DUALARA YANSIYAN HAYIRLI HAYATLAR Bursa’dan 1993 yılında…

Bir ile Sıfır

Bir! 1’in önünde ne vardır?! Sıfır! O sıfırın içinde ne vardır? Bir’den sonra ne varsa! İşte Bir olanlar vardır! Nefislerini tamamen öldürmüş yiğit oğlu yiğitler vardır! Gel, sen de sıfırla şu nefsini kardeşim! Gel, sen de çıkart at şu sayıları! Sadece Bir (c.c)’in önünde sıfır olarak! Hestiyi geride bırakarak! Terk-i hest-i değil! Terk-i terk! Sıfırlan!…

Sokaktaki Dördüncü Gün

Biraz değişiklik olsa da aynı şeyleri yaşadım. Son gün hazırlandım yine. Yazıcım arızalansa ne yaparım diye düşündüğüm halde. Gitmemek için sürekli mazeretler aradım. İlk gün yağmur nedeniyle iptal ettim, çıkmadım sokağa. Ama elimde tahtam ve masam, yola düştüğümde bazılarının garip garip bakmaları rahatsız etmedi. Şartlar sanki imtihan eder gibiydi. Tren seferlerindeki aksamalar, son anda yapılan…

Çisenti

    İnsanın, isyânın, ikrâmın ve sevdânın sahibine hamd ile.. Asırlar boyu sevda denilen er meydanında; gölgesine sığınan, gölgesinden kaçan ve gölge olanlar kendileriyle çarpıştı. Kiminin amacı zaferdi; bir gül uğruna küle dönmeyi göze aldı. Kimi oraya nasıl ve neden geldiğinin bile idrâkinde değildi; kalbinde patlayan bir tomurcuğun heyecanıyla yetindi. Kiminin revan olmak için can…

Bir Akşamın Ardından

Derdine derman olduklarım, bir gün bana dert olacaktır.. biliyorum.. İnsan yorulunca, üzülünce dünya kocaman bir nefes darlığı oluyor.. Güçlüyüm diyorum ama kalbim bir gelincik kadar hassas.. Bu günde akşam oldu, Her zaman nasılsak, bu akşam da öyleyiz işte, Canımız sıkkın, kalbimiz dargın.. Dudağımı bükmüş zoraki gülümsemişim komik sayılan ne var ise.. Bir ses kulağıma “yapabilirsin”…

Kaybolan Ritüeller

Bir zamanlar sabahlar, mis gibi çorba kokusuyla başlar; Akşamlar, dua sesleriyle son bulurdu. Türk aile kültüründe sofraların kalbinde, vaktiyle çorba kaynar; sonra çayın buharı yükselirdi. Sofralar kurulurken biri ekmeği böler, biri çorbayı karıştırır, biri sessizce “Afiyet olsun” derdi. Diğerleri sanki bu sözü beklermiş gibi, hep bir ağızdan ya da mırıltı hâlinde “Eline sağlık” diye karşılık…

Yalnızlık

    Geçen akşam yalnızlığın ne olduğunu düşündüm kendi kendime… O sırada ben de yalnızdım. Yalnızlığın tanımı neydi ve neye göre değişiyordu? Kimi kalabalık bir topluluğun içinde bile kendini yalnız hissedebiliyordu veya insan kendi düşüncelerini savunduğunda bile yalnız kalabiliyordu. Eşler arasında bile ödün veren, fedakâr davranan eş, kendini yalnız olarak addediyordu. Farklı düşündüğüm zaman ise…

Hoşçakal Serâ

Terkedilmiş bir öykünün başkahramanı olarak duruyorum karşında Sözüm bela kokulu Nefesim intihar… Bağrına saplansam Koyu bir hicrân fışkırır oluk oluk Dolunca gözlerin Taşırma sakın içinden içimi! Bıraktığın yerden değiyorum sona Hoşçakal Serâ! Bir oyunun tam ortasında Kandırılmış bir çocuk Eline tutuşturulan kokuşmuş vaatler Ve perde arkası ihanet… Madara olurken cümle âleme Aşka düşe kahroldum her…

Maymun Gibi

Öğleden sonraydı. Mahkemenin önündeki kalabalık azalmaya başlamıştı. Etraf muz kabukları, tüyler, kuş pislikleri ile dolu olduğundan yine iş başa düşmüştü. Süpürgeyi, faraşı alıp her yeri süpürmeye başladım. Gözlerim tam önüme düşen pisliğe takıldı. Kafamı kaldırdığımda kargayla göz göze geldim. Sırıttı. Ardından “Huh hah hah” ya benzeyen sesler çıkardı. Diğer kargalar bu çağrıyla arkadaşlarının yanına geldi.…

Büyük Balonun Eceli: İsrail’in Âkıbeti

Büyük balonların eceli küçük iğnelerdir. Zulüm ile kendi “haksız hukukunu” sağlamaya çalışan İsrail, hem kendi halkına, hem Dünya’ya ne kadar rezil, ne kadar acımasız hatta nasıl gaddar ve kalleş olduğunu her fırsatta gösterdi utanmadan. Sanmasınlar ki zalimlik ile âbâd olurlar! Neyi kurtarmaya çalışıyorlarsa bilsinler ki ilk önce ondan olurlar. Ve elbet mazlumun sahibi Allah’tır. Bir…