ÜSTADIM

Dünyevî bedene hatırlatan İlahî özü, Hakikat incileriyle dizilmiş her bir sözü, İki çeşme ağlatır, temizler paslı her gözü, Hz. Muhammed’in şakirdi Said-i Nursi Kalplerde yıkılmış imanın duvarını ören, Ehl-i küfür ve şirkin putlarını yere seren, İslam’ın zafer ayak seslerini müjde veren, Hz. Muhammed’in şakirdi Said-i Nursi Zerreden şemse esmaülhüsnayla eder nazar Bir el, bin kalemle…

Read more

Ölen de kurtulmuyor ki!

Ne bileyim işte; Ters giden birşeyler var, Yoluna koymam, toparlamam lazım diyorum. Ama nasıl yapılır, ne yapmam gerekir, Bilmiyorum… Fezada kaybolmuş gibiyim, Gökyüzü kocamanmış, Çırpınan tek kuş benmişim, yorulmuşum, Konacak bir yerim bile yokmuş gibi. İçimdeki yalnızlık, İnsandaki vefasızlık duygusunu başka nasıl anlatırım! Yolum açılsın, ulaşayım, Yetişeyim diye çıkışa doğru koşmuşum da Sonunda duvara çarpmışım…

Read more

LEYÂL’İN SON YARGICI

Âdem’in yuttuğunu kus ey âlem-i ekber Toprak almıyor artık, göğün sırtında makber Kan damlıyor göğsüne çiğnendikçe yakutun İblisi alkışlıyor kendine tapan putun Ne gedâ ne şah olan yaşamak virasında Kaldı dilsiz ve dinsiz, ikisi arasında Açıldı perde perde kuytuda saklanan giz Ayân değil miydi hâl, yoksa sen miydin aciz Kulağına üflense âh, İsrafilin sur’u Neresinden…

Read more

Sonsuzluk Yolcusu

Dünya yaman, âhir zaman Arzda deprem, semada kan Herşey alt-üst, herşey talan;           Bu diyardan kaçmam gerek           Bu dik yardan uçmam gerek   Beden kafes, hayat tuzak Hedef yüce, yollar zik-zak Vakit kısa, menzil uzak;           Dünya-ukba geçmem gerek           Daim O’nu seçmem gerek   Âtî gelmiş, mâzî olmuş Ömür bitmiş, mîâd dolmuş Gönül…

Read more

Ey Gül-i Ruhsârım

  Darende’li Seyyit Osman Hulûsi –Ateş- Efendi’nin (1914-1990) Ruhuna İthâfen…   Ey Gül-i ruhsârım sana hakkıyla gönül bağlayamadım Huzûrunda durup şöyle doya doya ağlayamadım Nemli bir tomar kağıt gibi için için tüttümse de Bir salıverip kendimi, şöyle göz göz çağlayamadım Besmelesinde kaldım her başladığım güzel amelin Aşk ocağında ciğerimi şöyle bir dağlayamadım Nefsin nârâlarından karıştırdım…

Read more

Mazinin Kalbi Hatıralarda Atar

  Hatıraların Hatrına İthafen…   (1) Bir düşün: İnsan mı yaşlanır, zaman mı? Ne gam! Zaman delikanlı, zaman bahar. Ömür dediğin altmış yıl mı, bir ân mı? Gerçek, bedenimde kış, saçlarımda kar. Gençlik bir varmış bir yokmuş, çerden-çöpten Masal gibi varı yoka bağlıyorum. Garip, her gün bende zaman gençleşirken, Zamanda ben her ân ihtiyarlıyorum. Mazinin…

Read more

Derdime Devâ Aradım..

Derdime devâ aradım… Meğer derdim benim devâm imiş… Kitaplarda değilmiş, lâ ve lâ vellâ… Geleceğe sakladım, şimdilik sakıncalı sırların bugün açıklanmasını… Aklanmasını, pâklanmasını… Nurlanmasını… Zuhur etmesini… Gelecekte ben toprak olsam da, sesimi tek başına alıp da dünya âlemlerine duyuracak o sabah güzeli melek seslendirecek… Şiirler dökülecek… Mersiyeler tütecek… Kâfiyeler kâfiyelenecek… Abdallar çalmaya başladığında şarkılarımı… Haydi…

Read more

ÖRTÜYE TUTUNMUŞ DUA

Bütün tadlar senin adına vardır: Adını anmanın tadına vardır Bütün yâdlar senin adına vardır: Yâdına yanmanın tadına vardır   Dünyayı içtim bir bir, kanamadım Âbına kanmanın tadına vardır Zehirledi ağyar balı kalbimi Balına banmanın tadına vardır   Dayandığım çoklar yıkıldı gitti Tek’e dayanmanın tadına vardır Boyandığım renkler soldu silindi Yoka boyanmanın tadına vardır. Musa Hûb…

Read more

Sarsıl ey Tunusânî…

Ben yabânî, sen barrânî. Hani var ya bir Harranî? İbrahimî. Şimdilerde zeval perdesinin ardında. Tanrı bağıma bülbüller geldi. O bağ ki şimdilerde hâristan oldu… Bir gülüm kalmıştı. Bahçebân ağladı, güller soldu. Bir gelirler.. bir de gidiverirler. Ses yok el-ân… El-ân, her zaman… Derdime dermân yoktur. Derdimden daha çok dermân. Dert olur ki bazen derman… Sen…

Read more

YAZIK OLMUŞ EFENDİM

Ey göynük* gönlüme can, kalb sancıma dermânım Gelip Ravza’nda her an, yanmadığıma yazık… Şu tövbekâr dîlimle ey gül şefâatkânım, Şeker şerbet adını anmadığıma yazık… Günah çölünde nasıl da susamışım cânım, İstiğfar kevserine kanmadığıma yazık… Tadı tuzu kalmamış ağzımla ey cânânım, Senin ballar balına banmadığıma yazık… Yolda oyalanmışım ey sebeb-i cinânım Uğruna bütünümü sunmadığıma yazık…ª Kirlenmişim…

Read more

İSRAİL DUVARLARINDA FEDAİ BİLDİRİLERİ

Şiir: Nizar Kabbanî Çeviri: İbrahim Demirci Bizim halkımızı asla döndüremeyeceksiniz Kızılderili halkına. Biz burada kalacağız. Bileklerine çiçekten bilezikler takınan bu toprakta. Burası bizim yurdumuz. Ömrün şafağından beri buradayız. Burada oynadık, burada sevdik, burada şiir yazdık. Körfezlerine kök salmışız. Denizin yosunları gibi. Kök salmışız tarihine Yufka ekmeğine, zeytinine, Sararmış buğdayına Kök salmışız vicdanına. Martlarında kalıcıyız Kalıcıyız…

Read more

BİR YAZGININ ÖYKÜSÜ

……….. bir günbatımı kucağında zehirlenince biricik tutkusu dudağında titreyen bir dilekçe Sonsuz’a yükselince sonlunun ağıtları alevlenince bir yerlinin göğe sevdası ve tamamlanınca gönlün yarım kalan şarkısı bir ulu ışık sızacaktı umutların can çekiştiği kuytudan üstü-başı sırılsıklam güneşin gözyaşları bir ışık… bu nasıl evren, bu nasıl devrandı sağına baktı: ağlayıncaya kadar güldü soluna baktı: gülünceye kadar…

Read more

Göynük Gönüller

Biz gönül hizmetkârıyız, dost cenneti bahtımız Postluk kavgası gütmeyiz, gönüllerdir tahtımız Nefsimizedir kahrımız, vefâyadır kahtımız… Düşmanın duâcısıyız, dostumuza yârânız; Her kalbe âşık bir kalbimiz var elhamdülillah Kahkahalarda olmasak da, gözyaşında varız Gönlü hicâz’a âhlı, günahına vâhlılarız Bütün gülleri severiz, dikenleri sayarız… Unutulmuşu unutmayan, arayıp soranız; Her yola açık bir kapımız var elhamdülillah Bizler gönülleri göynük,…

Read more

Eksik Kalan Yanım

Kendini hiçbir yere ait hissedememenin de büyük bir ağırlığı var.. Göçmen kuşlar gibi oradan oraya uçar ruhun. Dünyadasın ama ruhun öte âlemlerde… Evet, hiçbir yere ait hissetmiyorum kendimi. Ne bir şehre, ne bir insana, ne bir eve… Hiçbir yerde iyi hissetmiyorum kendimi. Olduğum her yerde eksiğim. Aradığım her ne ise olağanüstü bir şey olmadığına eminim..…

Read more

BEDİÜZZAMAN’IN VEFATI ÜZERİNE YAZILMIŞ İLK İKİ ŞİİR

Ankara merkez vaizliği yapmış Nur talebelerinden Osman Aydın Hoca (1929- ?), Üstad Bediüzzaman’ın 23 Mart 1960’da vefat haberi üzerine “Elveda” isimli şu şiiri kaleme almıştır. ELVEDA -Büyük Üstadım Bediüzzaman Hazretlerine- İşte geldi çattı ayrılık derdi Bin türlü elemi bizlere verdi. Gam, keder postunu gönlüme serdi. Üstadım, firakın yaktı dağladı İnsanlar, mahlûkat, semâ ağladı. Acı haberlerin…

Read more

Gül’üm

Gülüm açmış zirvelerdeAğlamış yaşlar yanaklarındaYorulmuş eğilmiş yerlere Bir gün bahar gelir her yere diye. Sen açmışsın karlı dağlara karşıRenginin sıcaklığı eritmiş karıOkurcasına bir bahar neşidesiUmit kokun sarmış her yeri Gül sana geliyorum gündüz geceYollar yokuş ırak olsa daBir ümit uzanacağım yapraklarınaNe olur uzat bana beşaret ellerini.

Read more
gray and brown fish in close up shot

Pirana Isırığı

Sen ceketini alıp çıktın yaGüneş prematüre doğdu bugünSarısı küvezde, kızılı sarılık geçirenKundak bezi diye naftalinsiz gökkuşağına sardıkBit pireyle bezenenAküsü boşalmış maviyeCıvataları gevşemiş sarıya, yeşile…Sonra terk ettik“Süt anne” diye, pirana ısırığı gecelere Sen yıldızların ceyranını kestiğin geceDolunay kıyametin önsözünü yazdıKum saatiydi aklını oynatan,Kumlarda akrep,Alacakaranlıkta yelkovan kovalayanNavigasyonu bozulan ufuk çizgisindeBulutlar dilsiz şeytan Sen ısırgan otundan üstüme kepenek…

Read more

Mekke’nin Fethi

Tevazu zirvesini O’nda gördü…Devesi Kasva’nın üzerinde.Yanında güzide ashabı…Yolculuk Mekke’ye…Hasretiyle kavrulduğu,Birgün sana döneceğim dediğin Kutlu Belde’ye… Devesinin üzerinde iki büklüm bir Nebi.Ve yaklaşıyor yaklaşmakta olan.Buralar ki yıllarca çilenin izini taşıyan yerler…Göz gezdiriyor Mahzun Nebi hatıratın izlerine…İlk şehid ve şehidenin şehid edildiği,Hz.Bilal’in iniltilerinin yüreğini dağladığı yerler… Hicranıyla düştüğü yerdesin..Hatice Validemizin mezarı başında,Derin vefa hissin ile duadasın…Herkes anlar…

Read more
snowy mountain

Hasret

Hayat hızlıca geçerArkadaş olduğun yıldız batarSinende çok ateşler yanar sönerAma hasret bitmez. Nice fikirler gelir geçerSaça sakala ak düşerGünler mevsimler yıllar geçerAma hasret bitmez Hayat seni yorarBenzin solarKalmaz sende bir cevherAma hasret bitmez. Ne çocukluk ne gençlik kalirNe vefa ne yarHepsi geçer giderAma hasret bitmez.

Read more
aerial view of fisherman on boat

Ömür

Ömür Bayram Toplu Akıp giden su gibisin zamandaSaç sakal ağarmış bedendeBu yolculuk bellidir nereyeEhemmiyeti yoktur ders alamayana. Yüz de soluyor yavaşçaÖmür geçiyor çok hızlıcaBazen bîmânâ bazen çocukçaHiç önemi yok tefekkür etmedikçe. Güzde sararan yaprak misaliGeçen zamanın sana kalır bir rengiİstemesen de yoktur vaktin başka diliNâçar bitireceksin bu hayat merdivenini.

Read more

Yitik Dost’a…!

Yitik Dost’a Harun Çağlayan Yüreğim hasret kamçısıyla dövüldükçe,İçimde tutsak alevler belirir..Lâkin sana karşı hep vefa ümid edenim..Nice zaman oldu,Nevbaharı hissedemedim.Nice zaman ki,Perişaniyetimi serdedemedim..Dostların gadrine uğrasam da,Gözlerim ufukta,Bir dua dilekçeli haberdir,Bekleyişlerim… Bilmem ki,Harebezâr diyarlardan,Yanık namelerim vasıl olur mu sana..Hüznümü derûnuma gömsem de,Taşar mıydı çığlıkları yüreğine… Bilirim…Bahtıma kederlerdir biriken..Hâlsizim, hâlden düşmekteyim..Dilenirim Rabbim’den..Dilenmenin usûlünü bilmesem de,Sadık bir bendeyim..Üryandır…

Read more
grey concrete pyramids on the middle of the dessert during daytime

Nâr-ı Hûb

Nâr-ı Hûb Tugay Mola NÂR-I HÛB Geceler siz söyleyin, hani nerede rahmet?Şafağın söküşü nerde Ey Şâh-ı Azamet?Bugün bayram, yüzlerdeki sevince alâmet.Eşiklerde yine ben! Dediler ki “az sabret” Cibril-i Emin inmez ki arza, bekleyeyim.Sancılarım yükselir şâha, hemen öleyim!Gözlerim Yâkub! Nâr-i beyzâ cehennemdeyim.Sinem kan revan Kerbelâ, çaresiz yerdeyim. Sevinmek hayal, zira Mâh-ı Muharrem î’dim.Asrın dehlizinden gelir bu…

Read more