Aşıklar (!) gördük kafirleşmişler. Mâşuk zannedilenleri gördük putlaşmışlar !

Bizi bekleyin. Seferdeyiz. Sabredin. Size söyleyeceğiz…. “Aşk” demiştik. Başka bir sevdâ değildi bu. Vedûd diyarının sesi idi Aşk ! Aşk idi “levlâk” Sahibi’ne kavuşan. Aşk idi Hz.Adem’e (a.s) maya olan ! Aşk idi “Benî Adem”e nur olan, huzur olan. Mâdem “Kâbemsin” demişti aşkın küçüğü Aşk’ın Ekber’ine ? Aşk idi sarhoş serserileri ayıltan ! Aşk idi…

Cânım

Selam olsun sana ki bende bu akşam değişik elemlerden gelipte geçtim. Halim beni işgâl etsede ifşâdımı sen duyur. Tarih beni utandırdı da ne oldu ki? Atideki beni yeter ki sevindirsin. Tarihi başkasına bıraktım. Atiye kollarımı açtım. Ben koşuyorum. Belki de gönlümü kendimden emin yerlerde koşturuyorum. Orasını bilecek değilim. Ancak bu azab, dilimi konuşturyor. Bu hicrân…

Bir ile Sıfır

Bir! 1’in önünde ne vardır?! Sıfır! O sıfırın içinde ne vardır? Bir’den sonra ne varsa! İşte Bir olanlar vardır! Nefislerini tamamen öldürmüş yiğit oğlu yiğitler vardır! Gel, sen de sıfırla şu nefsini kardeşim! Gel, sen de çıkart at şu sayıları! Sadece Bir (c.c)’in önünde sıfır olarak! Hestiyi geride bırakarak! Terk-i hest-i değil! Terk-i terk! Sıfırlan!…

Ruhun Yakîni

Bey-tâ-hâ ki, mağrurlanır insan! Be hey, es geç sen, her şeyden! Mahviyet sarayındaki zenginlik kadar ikinci bir bereket evi bulabilmişler mi ki?! Toprak gibi savrulmak, su gibi akmak, rüzgâr gibi uçmak, ateş gibi yakılmak mı? Sen seç! Ne Sünnîyim ne de Şia! Kehânetlere konu ve harplere sebep olmuş ayrılık fırkalarının hepsine isyan bayrağını çekenin tâ…

Rüya mıydı?

  Rüya mıydı, hakikat mi, seçemedim; seçilemedim. Bir sille daha yedim. Ayrılık zehrine bir kez daha yenildim. Ne olurdu, atıp gitseydim her şeyi… Terk etseydim, geriye bakmadan, zelil hapishanemi. Koşarak… Uçarak… Hızır (a.s) hızında ulaşsaydım kutlu meclisinize. Dizlerinizin dibine. Sımsıcak, sıcacık beytinize. Kabul eder miydiniz, dünyanın binbir günahını çekmiş bendenizi? Günler, haftalar, aylar sessiz sedasız……

Hacca Haramla Gitme!

Nerdeyim ben? Sözde mana, manada söz kalmadı ise tövbe ederim! Rüyama yeniden döndüm. Gör ve bil ki sen bir gün mescidime geleceksin. Gönül mescidime geleceksin! Salâtını orada kılacaksın. Siyâmını orada tutacaksın. Kelâmını orada yazacaksın. Beni duyacaksın… Hacca haramla gitme! Hacca gitmeden önce bana gel ve benim önümde tavaf et! Bana bırak o haramları hacca gitmeden…

Ey Tarihin Rüyası, Ey Âtînin Yüksek Kararı

  Ey Hüseynî Hasan devlet! Ey Hasenî Hüseyn devlet! Ey can mehabbet! Yazılanalara bakmadan yazıldı(lar) sana! Ey himmet! Ey devlet..! Günahlarıma bakmadan yazdırıldığım mektuplarda gönül devletine yağdım. Belki küfürle yağdım. Ama Hak olduğunu bilerek yağdım. Küfrümü ancak senin hak devletin bilirdi. Kisrâlar yıkılalı nice oldu… Gel gör ki kisrâlaşmış nefsim bir türlü yıkıldığının farkına varamadı.…

Medet Yâ Seyyid Bedevî!

Günlerden 19 Ocaktı, 2010. Eve kapanmıştım. Yenice dışarı çıktım. Kendime bir kahve ısmarladım. Biraz mahmurluk var üzerimde. Sanki ben gökte ve herkes yerde gibi bir hal bu. İnsan günde 99 defa değişim yaşar. Özgürlük bu ise… Kalb kırıldıkça ruh kemâle erer. İnkisâr yaşanmadan ruh olgunluğa er(e)mez. Keşke doğuştan müslüman olarak kalsaydık. Keşf-i zamâiri bağrında barındıran…

Derdime Devâ Aradım..

Derdime devâ aradım… Meğer derdim benim devâm imiş… Kitaplarda değilmiş, lâ ve lâ vellâ… Geleceğe sakladım, şimdilik sakıncalı sırların bugün açıklanmasını… Aklanmasını, pâklanmasını… Nurlanmasını… Zuhur etmesini… Gelecekte ben toprak olsam da, sesimi tek başına alıp da dünya âlemlerine duyuracak o sabah güzeli melek seslendirecek… Şiirler dökülecek… Mersiyeler tütecek… Kâfiyeler kâfiyelenecek… Abdallar çalmaya başladığında şarkılarımı… Haydi…

Ayrılığı Tercih Edip Vuslat İçinde Sızlayanım

Cancağızım… Gönül yoldaşım… Allah’ın (c.c) Azamet’ini aracı yaparak meşgul olduğunuz anlarda beni gönlünüze hapsetmenizi istemiştim. Hatırlarsınız sabahın bitiminde ki halleri. O an ayrılışınızla bana Allah’ın (c.c) Celâlet’ini ve Azamet’ini azda olsa hissettirmeye çalıştınız. Öyle bir sefere râm oldum ki elem gecelerimde ağlayan kalpcağızım yine dayanamadı. Geçicide olsa ayrılığınız hicrana gark eyledi yüreğimi. Sırlar kezzâb. Sözler…

Sarsıl ey Tunusânî…

Ben yabânî, sen barrânî. Hani var ya bir Harranî? İbrahimî. Şimdilerde zeval perdesinin ardında. Tanrı bağıma bülbüller geldi. O bağ ki şimdilerde hâristan oldu… Bir gülüm kalmıştı. Bahçebân ağladı, güller soldu. Bir gelirler.. bir de gidiverirler. Ses yok el-ân… El-ân, her zaman… Derdime dermân yoktur. Derdimden daha çok dermân. Dert olur ki bazen derman… Sen…