Sokakta Beşinci Gün 2

    Yine isteksizlik vardı ama nedeni farklı idi sanki. Görünen o ki, sokağa alışıyorum. Bu iyi midir? Cevabını verebilmek için çok erken. Zaman hükmünü verecektir. İsteksizdim, çünkü birkaç gün önce sokakta aradığım cevaplarımla ilgili bir dostumla görüşmüştüm. Kadın ve inanç, dedim, en önemli iki konu. Kendim için cevaplarımı bulmalıyım. Kendime rağmen, gerektiğince, dayanabildiğimce tüm…

Sokakta Beşinci Gün 1

Yine isteksizlik vardı ama nedeni farklı idi sanki. Görünen o ki, sokağa alışıyorum. Bu iyi midir? Cevabını verebilmek için çok erken. Zaman hükmünü verecektir. İsteksizdim, çünkü birkaç gün önce sokakta aradığım cevaplarımla ilgili bir dostumla görüşmüştüm. Kadın ve inanç, dedim, en önemli iki konu. Ve sordum: Erkekler neden mini şort giymiyor? Herhangi bir konuya odaklandığımda,…

Sokaktaki Dördüncü Gün

Biraz değişiklik olsa da aynı şeyleri yaşadım. Son gün hazırlandım yine. Yazıcım arızalansa ne yaparım diye düşündüğüm halde. Gitmemek için sürekli mazeretler aradım. İlk gün yağmur nedeniyle iptal ettim, çıkmadım sokağa. Ama elimde tahtam ve masam, yola düştüğümde bazılarının garip garip bakmaları rahatsız etmedi. Şartlar sanki imtihan eder gibiydi. Tren seferlerindeki aksamalar, son anda yapılan…

Tanımlarımız

Herhangi bir konuyu ele alırken en evvel yapılacak olan şey, kavramlarımızı tanımlamak olmalı. Böylece anlaşabiliriz, anlaşılabiliriz. Herkesin hava gibi, su, ekmek gibi sürekli elinden, dilinden düşürmediği kavramlar olsa bile. Bunu yapabildiğimizce görebiliriz ki, çok farklı şeylerden bahsetme riskimiz her zaman için var imiş. Çok üstenci bir giriş oldu. Sanki bilinmiyor. Kendimle çelişiyorum. Ne olacak şimdi?…

İnsan Nedir? 2

Bir tanım yapabilmek için mümkün olduğunca tüm kümeyi, geniş bir zaman diliminde, değişen şartları da değerlendirerek ele almak zorunluluktur. Bunu sağlayabildiğimiz ölçüde doğru sonuçlara ulaşabilmemiz mümkün olabilir. Aksi halde Sofistler gibi „Herkesin kabul etmesi gereken genel doğrular yoktur. Gerçek ve doğru dediğimiz şey, tek tek insanlara göre değişir.“ derken bulabiliriz kendimizi. Böyle bir ifade insan…

İnsan Nedir? 1

Bu soruya cevap bulabilmek için binlerce ciltlik kitaplar yazılmış. Yine de yeterli gelmiyor ki, dostlarla sohbetlerimizde cümleler cümlelere, tecrübeler tecrübelere eklenirken yolumuz bu soru ile kesişiyor. Nedendir acaba? Bilmiyor muyuz, yetinmiyor muyuz, kabul edemiyor muyuz, yaşanmışlıklarımızı açıklayamıyor muyuz? Aradığımız ne ola ki? İlmine itimat ettiğim bir şahsın, Kuran’a göre insan psikolojisinin henüz yazılmadığını söylediğini duymuştum.…

Felsefesiz Edebiyat 1

Veya edebiyatsız felsefe? Birisini tercih etmemiz istense idi, neler söylerdik? Herkesin kendisince düşünceleri var. Bekleyişlerinin, arayışlarının, kapasitesinin, kabiliyetlerinin, tercihlerinin izlerini taşıyan… Bu çok normal bir şey. Ama ilerlemek şart. Tabii ki özgürce. İstiyorsak eğer, istediğimiz kadar, isteyenlerle birlikte. Kızım yeni evlendi. Birkaç gün önce „Nasılsınız?“ diye sordum ona. Alışmaya çalışıyorlarmış. Duygularını pek anlatmayı sevmediğini düşündüğüm…

68’li Bir Yazar

Atilla Keskin. Dernekte söyleşi organize etmişler. Programı haber veren dostum katılmaya değer olduğunu söyledi. Beni can evimden vurarak. 80 yıllık bir ömür, tecrübe, yaşanmışlık… Politik-kültürel gelişimimizi-değişimimizi ele alabilirdik, muhasebe yapabilirdik, neyi farklı yapmamız gerektiğini masaya yatırıp tartışabilirdik. Çünkü istenilen sonucu elde edemediğimiz aşikar. Atilla Keskin kimdir? Merak edenlerin, öğrenmek isteyenlerin hiç zorluk çekmeden yeterince bilgiye…

Zamanı Okumak

Çok önemli olduğunu söylemişti bir dost. Hatta öyle ki, hakiki iman ile bile ilişkilendirmişti. Bunu hangi gerekçelere dayandırdığını bilemiyorum. Belki grupçuluk taassubu ile söylenen bir ifade bile olabilir. Ama tamamen yanlış diyemiyorum. Çünkü son günlerde zamanı okumaya çalışıyorum. Bunun yeterli olmadığını bildiğim halde. Gerçekten imanım mıdır, bunu bana yaptıran? Ne gibi bir fayda gözetiyorum ki?…

Saygının Yalnızlığı

İki dostun telefonda dakikalarca hiçbir şey söylemeden ağladıklarını duymuştum. Bu yaşanmışlığa kendimce bir anlam yüklüyorum. Sanki sonsuzluk içime doluyor. Veya bir ortamda „Tüm sorular sorulabilmeli, utanmadan, sıkılmadan, dışlanmadan…“ dediğimde bir dostun itirazı gelmişti. “Arkadaşları peygamberimizin etrafında oturmuş dinlerler ama soramazlar. Birisi gelse, sorsa, biz de öğrensek diye beklerler.“ Bu iki durum aslında birbiri ile çelişiyor…

Miras Haktır

Sedat İlhan   Ama hak etmeyene fayda verdiği görülmüyor. Bu konuda o kadar fazla örnek var ki, yine de üzerinde konuşma ihtiyacı duymam nedeniyle şaşkınlıklar içindeyim. Buna rağmen, “istisnalar kaideyi bozmaz” diyelim ki kimsenin kendisiyle arasına girmeyelim. Diğerlerinin sınırlarını veya sınırsızlıklarını belirleme aymazlığına düşmekten kaçınalım. Önyargılarımızı bir yana koyalım. İnsanlık, eğer bilgiyi veya bilgeliği gelecek…