Felsefesiz Edebiyat 1

Veya edebiyatsız felsefe? Birisini tercih etmemiz istense idi, neler söylerdik? Herkesin kendisince düşünceleri var. Bekleyişlerinin, arayışlarının, kapasitesinin, kabiliyetlerinin, tercihlerinin izlerini taşıyan… Bu çok normal bir şey. Ama ilerlemek şart. Tabii ki özgürce. İstiyorsak eğer, istediğimiz kadar, isteyenlerle birlikte. Kızım yeni evlendi. Birkaç gün önce „Nasılsınız?“ diye sordum ona. Alışmaya çalışıyorlarmış. Duygularını pek anlatmayı sevmediğini düşündüğüm…

68’li Bir Yazar

Atilla Keskin. Dernekte söyleşi organize etmişler. Programı haber veren dostum katılmaya değer olduğunu söyledi. Beni can evimden vurarak. 80 yıllık bir ömür, tecrübe, yaşanmışlık… Politik-kültürel gelişimimizi-değişimimizi ele alabilirdik, muhasebe yapabilirdik, neyi farklı yapmamız gerektiğini masaya yatırıp tartışabilirdik. Çünkü istenilen sonucu elde edemediğimiz aşikar. Atilla Keskin kimdir? Merak edenlerin, öğrenmek isteyenlerin hiç zorluk çekmeden yeterince bilgiye…

Zamanı Okumak

Çok önemli olduğunu söylemişti bir dost. Hatta öyle ki, hakiki iman ile bile ilişkilendirmişti. Bunu hangi gerekçelere dayandırdığını bilemiyorum. Belki grupçuluk taassubu ile söylenen bir ifade bile olabilir. Ama tamamen yanlış diyemiyorum. Çünkü son günlerde zamanı okumaya çalışıyorum. Bunun yeterli olmadığını bildiğim halde. Gerçekten imanım mıdır, bunu bana yaptıran? Ne gibi bir fayda gözetiyorum ki?…

Saygının Yalnızlığı

İki dostun telefonda dakikalarca hiçbir şey söylemeden ağladıklarını duymuştum. Bu yaşanmışlığa kendimce bir anlam yüklüyorum. Sanki sonsuzluk içime doluyor. Veya bir ortamda „Tüm sorular sorulabilmeli, utanmadan, sıkılmadan, dışlanmadan…“ dediğimde bir dostun itirazı gelmişti. “Arkadaşları peygamberimizin etrafında oturmuş dinlerler ama soramazlar. Birisi gelse, sorsa, biz de öğrensek diye beklerler.“ Bu iki durum aslında birbiri ile çelişiyor…

Miras Haktır

Sedat İlhan   Ama hak etmeyene fayda verdiği görülmüyor. Bu konuda o kadar fazla örnek var ki, yine de üzerinde konuşma ihtiyacı duymam nedeniyle şaşkınlıklar içindeyim. Buna rağmen, “istisnalar kaideyi bozmaz” diyelim ki kimsenin kendisiyle arasına girmeyelim. Diğerlerinin sınırlarını veya sınırsızlıklarını belirleme aymazlığına düşmekten kaçınalım. Önyargılarımızı bir yana koyalım. İnsanlık, eğer bilgiyi veya bilgeliği gelecek…

Bir Garip

  “Ölmüş diyeler. üç gün sonra duyalar, soğuk su ile yuyalar, şöyle garip bencileyin.” der Yunus, bilirsiniz. Garip kime denilir? Herkes garip olsa garip kalır mı insan? Zor sorular. Kendim için bile henüz cevabını bulamadım. Ömrüm aramakla geçti desem yeridir. Sürekli insanlığımızı sorguluyorum. Bazılarının söylemlerini temel edinerek üzerine bina ettiğim düşüncelerim beni bir noktaya getirdi,…

Ben Deliyim

Sadece, başkalarına deli olmadığımı ispat etmenin anlamsızlığı bilebilecek kadar aklım var. Ve deli olduğumu kabul etmem bana huzur veriyor. Çünkü ortada kavga edecek, tartışacak herhangi bir argüman kalmıyor. Kısa bir süre önce bir dostumla düşüncelerimi paylaştım. Uyardı, deli derler, dedi. Beni takdir ettiğini belirtti. Daha kapasiteli imişim, tecrübeli. Teşekkür ettim mi, hatırlamıyorum. Çünkü o düşüncelerin…

Alim Çiftçi

Dostum bir video gönderdi. Birçok kez biraraya gelip fikir alışverişi yapmıştık. Beni bilir yani. Hassasiyetlerimi, arayışlarımı, bulduğumu sanışlarımı… Kesinlikle samimiyetinden şüphem yok. Ama hiç mi hiç problemimiz yokmuş gibi davranabilmesini anlayamıyorum, henüz. Benden de beklediği, bana tasiye ettiği de bu. Onu hafife almıyorum. Yeterince öğrendiğimde sadece kendi etki alanıma odaklanabilirim, sakince, bilgece. Ondan önderlik yapmasını…

Bir Yaşanmışlık

Paylaştım sizlerle. Ben çok şey öğrendim ama siz ne anladınız bilmem mümkün değil. Zaten konumuz da bu. Birbirimizi anlıyor muyuz? Cevap veriyorum, açık seçik, net olarak, son kararımı söylüyorum. Hayır! Çıldırtıcı bir şey bu. Dostlarımız var, arkadaşlarımız, eşimiz, çocuklarımız, ailemiz, kardeşlerimiz… Yalnız kalmayı düşündükçe hafakanlar basıverir dünyamızı. Gerçek şu ki, hissetsek de hissetmesek de kabul…

Geçmişle Yüzleşmek

Duyarım, okurum bazen. Ne anlatmak isteriz acaba? Veya nedir anladığmız… Geçmişten bahsediyorsak sonuçlarını görmüşüzdür. Yüzleşelim diyorsak hatadır ele aldığımız. Görünen köyün tarifidir yapılan, bilgelik değil. Yeni yanlışlara yol açmıyorsa, devam. Birilerini suçlamak değilse niyetimiz. Veya bulabildi isek referans çizgimizi. Aksi, oyalanmaca bile olabilir. Gerçekten pişmanlık duyuyorsak geleceği planlamalı, zaman kaybetmeden. Anda yanlışlara devam etmediğimizden emin…

Hediyeleşmek

Birkaç gün önce yaşadığım iki derin duygumun etkisi yavaş yavaş azalmakta. Beklememek ve vermek… Oysa sürekli söylemlerimde dile getirir dururdum bunları. Neden bu kadar sarsıldım acaba? Belki içimde bulduğumu sandığım, dünyalara sığdıramadığım özenerjimin en ufak bir terslikle yok oluvermesidir beni şok eden. Belki de dostlarımın, dost bildiklerimin masumane refleksleri. Güvercinleri yakalamak üzere sessizce yaklaşan bir…