KAPILAR
Zeynep HAŞEMİ
Kapılar kültürün aynasıdır.
Kapı deyip geçmeyin.
Ne yaşanmışlıklar barındırır rengarenk model model kapılar.
Mesela tarihi bir yapının yada konağın kapısını düşünün.
Kaç el değmiş kimbilir. Kaç göze, kaç sese şahit olmuşluğu var.
Eşiğinden ayıpsız adım geçmiştir.
Besmele hayır ile atılan adım da var, kavga şer ile atılan atım da…
Kaç genç kızı telli duvaklı gelin etmiş, kaç erkeği eli kınalı askere göndermiştir.
Düğünler güm güm coşkuyla sürerken defalarca açılıp kapanmıştır.
Kapı ustası olmak meziyettir. Gurur kaynağı ayrıcalıktır geçmişte. Öyle her kes ha deyip işleyemez tahtayı ilmek ilmek. Bir ilim, bir zanaattır kapı yapı, süslemesi.
Kapılar ustanın elinden adeta bir dantel gibi işlenirken yörenin duygularını resmeder adeta.
Kapı deyip geçmeyin onlar tarihe şahitlik yapmış sessiz şahitlerdir.
Bir kale kapısı ya da bir han kapısı…
Ne kahramanlar karşılamış, görkemli muzaffer komutan edasıyla selamlamış, sevinç, mutluluk yaşatmıştır. Bazen de set olmuş kan ve göz yaşını engellemiş geçit vermemiştir.
Kimi zaman sayısız yolcu misafir etmiş han kapısı, defalarca dillere pelesenk olmuş o söze” Getir hancı bakır maşrabadan soğuk bir ayran ve kuzu budu” kulak misafiri olmuştur.
Asırlar geçse de dimdik, sapa sağlam ayaktadır iyi bir ustanın elinden çıkmış çoğu kapı. Malzemeden çalınmamış alabildiğine cömert davranmış zanaatkar.
Kulpuna ayrı bir özen, tokmağı a ayrı bir özen menteşesine ayrı bir özen göstermiştir.
Kapı deyip geçmeyin!
Onlar geçmişi geleceğe yolcu eden duygu yüklü, zamanın sessiz tanıklarıdır. Gördünüz mü zanaatkarın elinden çıkmış bir kapı geçin karşısına bir kaç dakikanızı ayırın.
Göreceksiniz ki konuşacaklar sizinle. Nakış nakış dile gelecektir.
Kapı deyip geçmeyin onlar birer hazinedir.