Âdem’in yuttuğunu kus ey âlem-i ekber
Toprak almıyor artık, göğün sırtında makber
Kan damlıyor göğsüne çiğnendikçe yakutun
İblisi alkışlıyor kendine tapan putun
Ne gedâ ne şah olan yaşamak virasında
Kaldı dilsiz ve dinsiz, ikisi arasında
Açıldı perde perde kuytuda saklanan giz
Ayân değil miydi hâl, yoksa sen miydin aciz
Kulağına üflense âh, İsrafilin sur’u
Neresinden kopar ki onca şeksiz kusuru
Dünya saltanatında öyle hissiz kedersiz
Söyle bakalım ayna; var mı bundan kadersiz
Eğik başından, yana devrilirken sorgucu
Ağır aksak geliyor leyâlin son yargıcı
Taştan taşa vuruyor akıl denen mahrûku
Kırıyor, buza dönmüş göğsündeki mahlûku
Gölgesi buz kesiyor, sesi ise bulanık;
Hoşgeldin vicdanına, ey kusursuz münâfık
Hatice Derin Silahlı