Aralık '24Canan SayPsikoloji

Başlığa bakarak bu yazının bir aşk hikâyesi olacağını düşünenler yanıldılar, bu ayki yazım ilgilisi için son derece faydalı olmakla birlikte ilgisini çekmeyenlere veya daha karşılaşmamış olanlara sıkıcı ve uzun gelebilir.
Eve döndüğünde, odanın içindeki sessizlik onu karşıladı. Ellerinde birkaç not defteriyle odasına girdiğinde, duvarda asılıfotoğraflardaki yüz ifadelerine dikkatlice baktı. Bir zamanlar burada yaşananları ve şimdi kaybolmuş anıları düşünmeye başladı.
Babaannesi, hayatı boyunca neşeli biriydi. Her sabah gün ışırken uyanır, sabah namazını kılarak bahçedeki güllerinin yanında soluğu alırdı. Çiçekleri ile bir çocukla konuşur gibi konuşur, onlardaki en ufak gelişmede çocuklar gibi şen olur ve bu mutluluğunu herkese yansıtırdı. Ancak zamanla bir şeyler değişmeye başladı. Vakit namazlarını tekrar tekrar kılar olmuştu. Anıları yavaş yavaş kayboluyordu. Önce küçük detaylar, sonra yakın geçmişin parçaları eksilmeye başladı.

Bir zamanlar ona anlattığı hikâyeler, şimdi parça parça ve anlaşılmaz hâle gelmişti. Bahçedeki güllerin isimleri, bir zamanlar anlam ifade eden her şey, artık birer bilinmeze dönüşmüştü. Bu, sadece onun için değil, ailenin her bir üyesi için de zorlu bir süreçti.

Zamanla, babaannesinin kaybolan anıları, ailedeki herkesi etkilemeye başlamıştı. Her gün onun yanında olmak ve kaybolan anılarına tanıklık etmek, onları hem duygusal hem de fiziksel olarak yıpratıyordu. Ama yine de her biri, onun yanında olmaktan vazgeçmedi. Birlikte yapılan etkinlikler, hatırlatıcı notlar, eskiden sevdiği şarkılar, anıları geri getirmese de bir nebze olsun huzur veriyordu. Bu süreç, sabır ve sevgi gerektiriyordu. Babaannesinin kaybolan anılarının yerine, şimdi yeni ve sevgi dolu anılar biriktirme zamanı gelmişti.

Sevgili dostlar, son yıllarda adını sıkça duyduğumuz Alzheimer hastalığı, yalnızca hafızaları değil, aynı zamanda sevdiklerimizin kimliklerini ve hayatımızın en değerli anılarını da yavaş yavaş silip götüren acımasız bir hastalıktır.

Alzheimer, demansın en yaygın nedeni olup, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Beyinde anormal protein birikimleri (beta-amiloid plakları ve tau yumakları) sonucu nöronlar arasındaki iletişim bozulur ve hücreler ölür. Bu süreç, hafıza kaybı, düşünme ve dil becerilerinde gerileme ile karakterizedir.

Bu hastalık, genellikle 65 yaş ve üzerindeki bireylerde ortaya çıkar, ancak daha erken yaşlarda da başlayabilir (erken başlangıçlı Alzheimer).

Alzheimer hastalığında beynin etkilenen kısımlarına göre kişilerde farklı şikâyetler gözlemlenebilir. Hastalığın başlangıç aşamalarında genellikle hipokampus etkilenir, bu da hafıza kaybına neden olur. İlerleyen aşamalarda, beynin diğer bölgeleri de etkilenmeye başlar:

  • Temporal lobda olan etkilenme, dil becerilerinin kaybı ve konuşma zorluklarına,
  • Parietal lobda olan etkilenme, mekânsal farkındalık ve yön bulma becerilerinde zorluklara,
  • Frontal lobda olan etkilenme, planlama, problem çözme ve davranışsal değişiklikler gibi şikâyetlerin artmasına sebep olur.

Bu farklı şikâyetlerin anlaşılması, hastalığın seyrini ve etkilerini daha iyi yönetmemize yardımcı olabilir. Akademik çalışmalara göre, Alzheimer’ın bu nörodejeneratif etkileri, kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürmektedir.

Bu hastalık ile mücadele ederken ilk adım, bilgi sahibi olmaktır. Bu bilgilendirme, hem hastalığı tanıma sürecinde yardımcı olur hem de yakınlarımızın karşılaşabileceği zorlukları daha iyi anlamamızı sağlar.

Alzheimer’ın kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, bazı ilaçlar ve tedavi yöntemleri hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir ve semptomları hafifletebilir.

Aynı zamanda, hastalara duygusal destek sağlamak da oldukça önemlidir. Bireyin duygularını anlamak, sabırla dinlemek, onlara güven vermek, unutulan anıları sevgi ile canlı tutmak, sevildiğini ve değerli olduğunu anımsatmak, bu zorlu süreçte büyük bir fark oluşturur.

Beyin her şeyi unutsa da kalp sevgiyi unutmaz.

Alzheimer hastalarının anksiyete, depresyon ve ajitasyon gibi duygusal zorluklar yaşaması yaygındır. Dolayısıyla, iletişimde empati ve sabır göstermek hayati önem taşır.

Günlük aktivitelerde yardımcı olmak, hatırlatıcılar kullanmak, birlikte etkinliklere katılmak gibi destekler, hastaların günlük yaşamını kolaylaştırabilir.

Ayrıca, bu süreçte hem hasta hem de bakıcı için dinlenme ve kişisel zaman ayırmak da oldukça kıymetlidir. Kendimize iyi bakmadan başkalarına yardımcı olmak zor olabilir. Hastanın ve bakımını üstlenen kişilerin destek gruplarına katılması veya profesyonel yardım alması da büyük bir önem taşır. Bu tür gruplar, benzer deneyimleri paylaşmak ve birbirimize moral vermek adına harika bir platform sağlar. Uzman desteği almak da süreci yönetmede yardımcı olabilir.

Örneğin, Alzheimer Derneği gibi kuruluşlar hem hastalara hem de bakıcılara yönelik birçok kaynak ve destek sunar.

Profesyonel yardım, Alzheimer hastaları ve onların yakınları için büyük önem taşır. Bu yardımların neler olduğunu ve neden ihtiyaç duyulduğunu birkaç başlık altında inceleyebiliriz:

  1. Tıbbi ve Psikolojik Destek
    Alzheimer hastalığının yönetimi için düzenli tıbbi kontroller, ilaç tedavileri ve ilerleyişi izleyen sağlık profesyonelleri gereklidir. Nörolog, geriatrist, psikiyatrist, psikolog ve danışmanlar, hastalığın semptomlarını hafifletmek ve hastanın yaşam kalitesini artırmak için önemli rol oynar.
    Hem hastalar hem de bakıcıları için psikolojik destek şarttır. Terapistler, danışmanlar ve sosyal hizmet uzmanları, hastaların ve ailelerin bu zorlu süreçte başa çıkma mekanizmalarını geliştirmelerine yardımcı olabilir. Depresyon, anksiyete ve stresle başa çıkma stratejileri sunarak duygusal iyilik hâli artırılabilir.
  2. Destek Grupları
    Uzman rehberliğinde yapılan grup terapileri ve destek grupları, hasta yakınlarının benzer deneyimleri paylaşmalarına ve birbirlerine moral vermelerine olanak tanır.
  3. Bakım Planları
    Profesyoneller, kişiselleştirilmiş bakım planları oluşturarak hastaların günlük yaşamlarını daha düzenli ve yönetilebilir hâle getirebilir. Bu planlar, ilaç takibi, beslenme, fiziksel aktivite ve sosyal etkileşimler gibi önemli unsurları kapsar.
  4. Evde Bakım Hizmetleri
    Profesyonel bakım hizmetleri, hastaların evlerinde gerekli tıbbi ve kişisel bakımın sağlanmasına yardımcı olabilir. Bu hizmetler, hastaların güvenliğini artırırken aile üyelerinin yükünü hafifletir.
  5. Yasal Destek
    Alzheimer hastalarının ilerleyen aşamalarda hukuki konularda desteğe ihtiyacı artabilir. Profesyonel danışmanlar, vekâletname, vasiyetname gibi önemli belgelerin düzenlenmesine yardımcı olabilir.
  6. Finansal Planlama
    Hastalıkla ilgili mali yükler, aileler için ciddi bir sorun olabilir. Finansal danışmanlar, bakım masraflarını planlama ve sigorta seçeneklerini değerlendirme konularında rehberlik sağlayabilir.

Bu nedenlerle profesyonel yardım, Alzheimer hastalığının yönetiminde kritik bir rol oynar ve hem hastaların hem de yakınlarının yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir. Bu desteklerden size uygun olanları ihtiyacınıza binaen belirleyebilir ve yardım alabilirsiniz.

Bu zorlu yolculukta, yalnız olmadığımızı bilmek, uzman kişilerden yardım talep etmek, yaşanmış tecrübelerden yararlanmak, birbirimize destek olmak ve dayanışma içinde olmak, farkındalık oluşturmak için önemlidir.

Unutmayalım ki biz, birbirimize güç verebiliriz.

Sevgiyle ve sağlıkla kalın…

Canan Say

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment