EdebiyatŞubat '23Yuşa Irmak

Yunus Emre, Mesihiyyetin gölgesinde ruhi seyrini tamamlamış bir gönül insanı, gönüllere taht kurmuş bir ülkü insanıdır. Taptuk’un kazanında kaynayıp pişmiş, dülger mürşidlerin elinde yontulup cilalanmış, çorak gönüllere Hızır iksirini, gök ilhamlarını boşaltan bir irşad dolabı haline gelmiş inanç eridir.

Antakya’da Mesihiyyetin bir başka sevdalı şehidi, sonsuzluk yolcusu sevgili Dülger, Habib Neccar Hazretleri var. Antakya’nın ilk İsevilerinden, İseviliğin Antakya’da ilk şehitlerindendir, Habib Neccar. İnsanlık için gönül verdiği dava uğrunda canını, malını infak eden bir iman abidesidir.

Habib Neccar Hazretleri’nin gönlünde iman lambasını yakan ruh kahramanları da Yunus, Yahya ve Şem’un’dur. Hazreti İsa Aleyhisselam’ın Antakya’ya gönderdiği Yunus ve Yahya’ya ilk inanan Habib Neccar’dır. Putperest kral tarafından hapse atılan Yahya ile Yunus’u kurtarmaya gelen Şem’un üçlüsünü linç etmek isteyen Antakya halkına karşı onları korumaya koşan da yine Habib Neccar’dır. Kurtarmak istediklerine bedel kendisi şehid edilir. Vücudu bugün adıyla anılan dağda, o güzel ideal meş’alesi başı da yine kendi adıyla anılan camide gömülüdür. Antakya, bağrında işte böyle bir güzel Allah dostunu barındırıyor.

Bizim Yunus Emre’miz de sevgili dülgerin tezgahında, Mesihiyyetin dükkanında mı erdi yoksa sonsuzluk hazinesine, bilinmez. Ancak suyunu alçaktan çeken, dönüp yükseğe döken ve oradan gönüllere taksim eden, bunun için neler neler çeken o aşk insanının muhabbet madeni Habib Neccar damarına bağlı olabilir belki…

Habib Neccar’a o yüce ülküyü aşılayanlar kuşkusuz Mesihiyyetin kahramanlarının, -özellikle Hazreti Şem’un-, bizlere bıraktığı ülkü metotlarıdır. Bu eserlerin tefsirlerine bakılırsa, orada yaşayan bu insanların hayatı dikkatle incelenirse, Kehf Suresi’ndeki mağara erlerinin hikmet dolu hayatlarıyla birleştirilip düşünülürse ortaya çok ibretli bir tablo çıkacağından eminim. Ve o tablodan günümüze ışıklar vurduğunu görüp şaşıracağız. Bugün de nice Yunus ve Yahya’ların sesini duyar, nice Şem’un’ların tedbir ve hikmet dolu çalışmalarını görüyoruz Antakya’da.

Yunus Emre asırlardan beri gönüllere, dillere hükmediyorsa bunu, gönül verdiği o yüce kitabın kalbi Yasin Suresi’nin kahramanı Habib Neccar’ı irşad eden Hazreti Şem’un’u ve o irşadın en kutlu meyvesi olan Habib Neccar’ı örnek almasına borçludur. Dövene elsiz, sövene dilsiz olmayı tavsiye eden Yunus, ölürken bile halkına dualar eden, davasını anlatan Habib Neccar’dan bir koku taşıyor. “Dülgerler beni yondu-Her azam yerine kondu” diyen Yunus’un dülgeri sakın Habib Neccar olmasın, diyesi geliyor insanın.

Antakya’da Sen Piyer’i, Aziz Barnaba’yı, Hazreti Şem’un’u, Yunus ve Yahya’yı düşünmek, düşünüp de anlamak çok mu zor? Bugünün Mesih soluklu insanlarını bilmeyen, görmeyenler için elbette anlatmaya çalıştığım şeylerin anlaşılması çok zor. Ama onları görenler için Antakya’nın bağrındaki o sonsuzluk yolcusu erlerin misyonunu anlamak çok kolay. Fakat anlamak yetmiyor, anlaşılan insanların yolunda olmak gerekiyor. O yolda yürümeden, o yolda olup maksuda ermeden, o insanları anlamış olmanın ne önemi var ki?

Gönlüm vicdanıma diyor ki, sen bu sözleri eğri büğrü söyleme, seni sigaya çeken bir Molla Kasım (Nefs-i emmare) gelir. Fakat kalbim yine de Antakya’yı anlamak istiyor. Antakya’nın sırrına ermek istiyor vicdanım. Meded ey sevgili dülgerim, meded!..

Yaşadığımız büyük afette, başta depremin olduğu Kahramanmaraş olmak üzere, Gaziantep, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay’da yirmi bine yakın insanımızın şehit olduğunu öğrendim. Bu şehirlerimizden sadece Hatay’ın nasıl bir şehir olduğunu dilim döndükçe anlatmaya, buradaki kültürümüzü, tarih ve medeniyetimize ışık tutan insanların bugün bile var olduğunu aktarmaya çalıştım…

Bilmeyerek sürç-ü lisanımız olduysa tüm Körpe Kalemler okuyucularından haklarını helal etmelerini dilerim.

Depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Rabbimden rahmet, tüm yaralılarımıza acil şifalar diliyorum…

Sağlıcakla kalın…

1 Yorum

  1. Hatay’ın bağrında böylesine güzellikleri barındırdığını ilk defa duydum. Yüreğinize sağlık hocam.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment