Aralık '25DüşünceTuba Çiçek

Modern birey dendiğinde akla, teorinin dışında, insanın algısında; eğitimli, çağdaş düşünen, farklı yaşayan, toplumla mesafeli, her türlü yeniliğe açık ve saygı duyan, bireysel yaşamayı seven, haz düşkünü (hedonist), bedensel haz ve doyumunu önemseyen, bencilce günü yaşayan, geleneksel değerlerinden arınmış, kendi standartlarında medenileşmiş bir „bedevi“ imajı şekilleniyor hafızamda.

Modern yaşam biçimini içselleştirmiş bazı kişiler, şefkat, merhamet ve vicdan gibi kavramları gündemlerine almadıkları gibi, dinî değerleri de önemsemezler. Nasıl olsa bu dünyaya hayatlarını yaşamaya gelmişlerdir ve bu gelişin bir daha tekrarı olmayacaktır. Modern birey, eski dönem yaşam biçimlerini ise ilkel (primitif), çağ dışı bulan, beğenmeyen ve küçümseyen bir kişiliğe sahiptir.

Kısaca modern bireyler, dünyada bulunma amaçlarının eğlence, haz ve sınırsız yaşam özgürlüğü üzerine kurulu olduğunu düşündükleri için hayatlarını dolu dolu ve özgürce yaşamaktan yanadırlar. Modern ve özgür birey, „saygı duyarım“ cümlesini sıkça kullanarak kendini hümanist ve özgürlükçü olarak niteler. Modernliği, tepki vermek değil, onaylamak olarak görür. Bu tavırlarıyla o modern insan, özgürlükçü, kendi işine bakan, yenilikçi biridir. İnançlı insanlara ise daha eleştirel bakan, saygı duymakta zorlanan, karmaşık bir kişiliğe sahip insandır bana göre modern birey.

Genel anlamda bencil olan modern ve özgürlüğüne düşkün bireylerin özgürlük anlayışları da fazlasıyla hazcı, diğer deyişle hedonisttir.

Örneğin, eşcinsel haklarını fazlasıyla gündemlerinde tutup yürüyüşler ve eylemler yapacak kadar cesur ve „toplumcu“durlar.

İleri fikirli olmayı bedensel hazza indirgemişlerdir. Her şey onların bedenlerinin mutluluğu içindir; dünya onların bedenleri etrafında döner. Oysaki modern, özgürleşmiş bireyler düşünebilseler, LGBT gibi akımların, beğenmedikleri eski ve ilkel zamanlarda da birçok örneği vardır. Eğer yaşadıkları „modernlik“ ve „yenilik“ ise, eski çağlara bakınca bu „yeni ve çağdaş“ tercihlere rastlıyoruz. Örneğin, Sodom ve Gomora ve Lut kavmi bu durumun özetidir.

Bu perspektiften bakınca, modernleşme ve modern birey yansımalarına dair; LGBT adı altında örgütlenmiş bir grup insan, modern ve seküler bir ifadeyle, cinsel yaşam özgürlük haklarını elde etmek için özgürlük ve onur mücadelesi vermektedir.

Bu hak elde etme durumu, toplumun geleneksel doğrularıyla çeliştiği için toplumsal bir tepki meydana gelmiştir. İnsanların inanç hassasiyetleri ve dinin eşcinsellik yorumu (bu durumun lanetlenmesi ve bazı kavimlerin bu sebepten helak edilmesi gibi lafızlar) insanları tedirgin eden bir durumdur. Bu anlamda eşcinsellik konusu, Hz. Lut’un peygamber kıssası bölümünde ele alınmıştır.

Muhafazakâr dünya görüşüne sahip bazı yetkili kişilerin, Lut kavmi gibi eşcinsel yönelim tercihine tepki verip, dinî vakıf vasfıyla kurulan evlerde yüzlerce erkek çocuğa tecavüz ve taciz edilmesi (ki bu da eşcinsel yönelimin „pedofili“ hâlidir) karşısında, aynı halkın ve yetkililerin bu çirkin fiile ciddi bir toplumsal tepki vermemesi ise düşündürücüdür.

Bazı siyasi parti ve örgütlerin de insanların en temel haklarını değil de, eşcinsel haklarını fazla gündem konusu yapmaları, bu durumun demokrasi ve özgürlükler anlamında elzem ve gerekli olduğu yönündeki abartılı tavırları ve toplumun en önemli gündemi bu imiş gibi açıklamaları mübalağa gibi duruyor.

Türkiye’de ve dünyada duymaktan bıktığımız yüzlerce erkek çocuk, kız çocuk, kadın ve hatta hayvan tacize, istismara, tecavüze maruz kalırken bu kötü fiili yapanlara hukuki olarak hak ettikleri ceza veyahut yaptırım uygulanmazken, bu duruma halkın —üstelik bu halkın modernlikte burnundan kıl aldırmayan modern egemenler ve onların destekçileri ile çoğunluğunun muhafazakâr-İslamcı, „ağzı dualı, alnı secdeli,“ kısa tabirle „dinî bütün“ oldukları halde— ciddi bir tepkisi yokken, bu çerçeveden bakınca şunu belirtmeden geçmek istemiyorum: Bu kadar mı acil ve ihtiyaçlı bir durum eşcinsellere özgürlük gelmesi?

Eşcinsellere özgürlük hakkı verilince, toplumda, hukukta, siyasette meşrulaşınca, tecavüze uğrayan savunmasız çocuklar çıkacaklar mı yaşadıkları travmanın içinden? Birkaç insanın cinsel tercihine yapılacak meşru hareketler, güneşin farklı doğmasına neden olacak? Nedir bu vaveyla, bu bağırış? İnsanla hayvanı birbirinden ayıran özellik olan akıl ve aklın sonucunda geliştirilen ahlak, vicdan bu kadar mı çürümüş?

Sözde onurları için yürüyenlere şunu söylemek isterim: Bir köşede sakince özel hayatınızı yaşamak varken, neden bunu toplumda çığlık atarak gündemi meşgul ediyorsunuz? Tercihinizse, evet, tercih sizin; istediğiniz gibi kendi sınırlarınız içinde özgürce tüketin hayatınızı. Ama kimseye duyurmadan, rahatsız etmeden yaşayın tercihlerinizi. İnsanların burnunun dibine geçip, bağırıp toplumu provoke edip, „haklarımızı arıyoruz“ demek hiç de masum ve ahlaklı bir davranış olarak durmuyor. Ve üstelik ilkeli insanlar meşru evliliklerindeki özel hayatlarını konuşmaktan imtina ederken, sizi böyle yüzü kızarmaz hâle sokan nedir?

Sorgulamadan üzerine yumulduğunuz bu durumun sebebi, modernlik ve sınırsız olduğunu zannettiğiniz özgürlük anlayışı mı?

Öncelikle şu gerçeği bilmek lazım: Başkalarının özgürlüğünü kısıtlayan özgürlük, özgürlük değildir. Özgürlük nedir? Kimseyi rahatsız etmeden yaşayabilmektir. Dinî literatürdeki ismi günah olan eylemi toplumla paylaşıp ortak aramamaktır. İşlediği günahı meşrulaştırmak için ilkel benliğini kullanıp ajitasyon (kışkırtma) yapmamaktır.

Hülasa: Gerçek özgürlük, düşünen akılcı bireylerin işidir. Sınırsız özgürlük olunca toplumda düzensizlik baş gösterir ve insan denen varlığın ruhunda tatmin olmaz yaralar açar ve bu tatminsizliğin sonu genelde uçurumdur. Buna özgürlük denmez, kargaşa denir, kaos denir.

Üstelik cinsel yaşam tercihinde sınırsız özgürlük, diğer cinsel durumlara da kapı aralamış olmaz mı? Toplumda bu kadar gizli, bastırılmış, farklı türlere bürünmüş sapkınlık varken; örneğin, muhafazakâr görünümlü, modern görünümlü, iyi insan görünümlü maskeli sapkınlıkları da normalleştirip düşüncede meşru hâle getirmez mi?

Pekâlâ, pedofili, zoofili, nekrofili, ensest, tecavüz, istismar ve diğer cinsel sapkınlıklara da sınırsız özgürlük gelsin. Özgürlüğün sınırları kalksın. Herkes özgür ve eşit olsun, toplumsal doğru bu olacak ise…

 

 

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment