DüşünceİlimKasım '25Tuba Çiçek

Hayat, algılardan ibarettir. Platon’un mağara metaforunda belirttiği gibi, yanılsama (illüzyon), aldatmaca yoluyla olmayanı olmuş gibi gösterme ya da göstermek istediği gibi yansıtmadır.

Esas gerçeklik, hareketli güncel gündemlerle tozlandırılır; tarihsel arka plan düşünülmeden, olayların toplumun doğal sürecinden oluştuğu imajı verilir.

Metafiziksel Çerçeve

Kutsal Kitap Kur’an-ı Kerim’de, Yüce Yaratıcı’nın arş ve kürsi (yücelik ve kudret simgeleri) sırrından bahsedilir. Kâinatın en üst makamında Levh-i Mahfuz denen bir kitabın bulunduğu ve bu kitapta Kıyamet’e kadar ve sonrasında gerçekleşmiş olan tüm olay ve olguların ayrıntılı bir şekilde kayıtlı olduğu vurgulanır.

Bu kitapta, dünya hayatı anlatılırken olaylardan yaşanmış ve bitmiş gibi bahsedilir. Yüce Yaratıcı, kutsal kitabı Kur’an’da kendini, biz insanlara zamandan ve mekândan münezzeh olarak tanıtır. Yüce kitaba göre, bizler, her şeyin olup bittiği bir âlemin yeryüzündeki tezahürleriyiz.

Siyasi İllüzyon ve BOP

Bu doğrultuda, konuyu dağıtmadan bizim içinde bulunduğumuz coğrafya başta olmak üzere, dünya siyasi gündemindeki algılar ve kendi algılarımız üzerinden devam edelim. Şöyle dense sanırım ağır kaçmaz: Birileri Yüce Yaratıcı’dan rol çalmış gibi, dünya gündemindeki bazı olaylar yüzyıllar öncesinden tasarlanmış ve bu tasarı için düğmeye basılmış, planlanan o hedefe ulaşmak için tüm güçleriyle çalışıyorlar.

Hedef nedir? Şu an sancılarını binlerce insanın çektiği, bedelini hayatlarıyla, tarihsel ve kültürel mekânlarının yerle bir edilmesiyle ödemek zorunda kaldıkları: „Büyük Ortadoğu Projesi“ (BOP).

Bunun gerekçesi ise toplumsal hafızamızda ve güncel söylemimizde sıklıkla bahsedilen „dış güçler kötüdür“ seremonisidir. “Dış güçler böyle kötüyse, neden onlardan vazgeçemiyorsunuz?“ diye bir soru iyi durur kanaatindeyim.

Bu anlamda „dış güçler“ hikâyesi, tarihi hafızamızı yokladığımızda Birinci Dünya Savaşı’ndan itibaren söylene söylene bitirilemeyen bir söylemdir. Müttefik devletler, Sevr Antlaşması ile Ortadoğu başta olmak üzere bölgede; asıl amacı (büyük ve genişletilmiş Siyonist İsrail devleti kurmak) es geçip, bir Kürt devleti kurulmasını önermişlerdi. Bu fikre Türkiye, Irak, İran ve Suriye karşı çıkmışlardı.

Özeleştiri ve İkiyüzlülük

Bir parantez açarak şunu sormak istiyorum; çıkarına uyduğu gibi davranan bazı yönetici, gazeteci, düşünce adamlarına: Bu oluşumun tek sebebi dış güçler midir? O bölgede yaşayan halkın bu anlamda hiç talebi yok mudur?

Tarihi zamanların tozlu raflarını kurcaladığımız zaman, birçok toplumsal hareketin gerçekleştiğine tanık oluyoruz. Bu gerçeği kabul etmeden ve özeleştiri yapmadan, günah keçisi seçip adına “dış güçler“ deyip, onun üzerinden toplumun nabzını kontrol etmeye çalışmak ahlaki midir?

Her türlü ekonomik, sosyal ve kültürel alışverişi devlet statüsünde dış güçler ile yapıp, halkın karşısına çıkınca da başta Yahudilere yönelik olmak üzere, halkın sempatisini kazanmak için popülist (halk yardakçısı) bir söylem, hamasi bir yaklaşımla dini öncelikleri temel alarak reklam yapar gibi ötekileştirici söylemler hangi ahlak anlayışında var?

O açıdan yapılan bu çarpıtmalar, yanılsamalar, imgelerin tümü bir amaca hizmet ettiği için mi böyle? Gizli mekânlarda yapılan anlaşmaların afişe olmaması için, arkadan anlaştıkları ve mutabık oldukları konuları saklayıp, önden ise toplumun değer yargılarına yakın durup o halkın sevgisini kazanmak ve taraftar toplamak için mi yapılan bu duruş, tavır bir algı yönetimidir?

Zira dünyayı yöneten küresel güçler; sosyal bilimler alanında, siyasi ve ekonomik alanda her türlü yönlendirme ve kışkırtmayı yüzyıl öncesinden, dünya milletlerinin toplumsal hastalıklarını ve zaaflarını haritalandırdıkları özel alanlarında planlıyorlar.

BOP: Yeni Dünya Düzeninin Adı

Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) bu anlamda “Yeni Dünya Düzeni“ dedikleri oluşumun isimlendirilmiş hâlidir. İllüzyonun asıl parçası odur. Nedir bu proje? ABD, Siyonist İsrail ve Batılı işbirlikçileri tarafından tasarlanmış, Ortadoğu’ya sözde demokrasi getirme projesi. Bu projenin yürürlüğe girmesiyle krallıklar ortadan kaldırılacak.

Bu proje, Ortadoğu başta olmak üzere Fas’tan, Adriyatik’ten Afganistan, Pakistan, Yemen’e ve Kuzey Afrika’ya kadar uzanıyor. Bu yeni çizim (tasarım), diğer bir deyişle sözde özgürleştirme operasyonlarıdır.

Kısacası BOP kapsamında, Ortadoğu’da sınırlar değiştiriliyor, yeni özerk yapılar oluşturulmaya çalışılıyor. Bunu yaparken binlerce insan vahşice öldürülüyor, ölmeyenler ise dünyaya mülteci diye dağıtılıyor. Binlerce yıllık Ortadoğu halklarını dünyaya mülteci diye dağıtıp, vatansız bir şekilde eritip yok etmeye çabalıyorlar.

Ortadoğu’yu yerel halklarından arındırıp, Siyonist İsrail başta olmak üzere Amerika ve Avrupa; kapitalist, sömürgeci, kıskanç, ihtiraslı, kötü ve kanlı emellerini gerçekleştirmek için el birliği ile savaşı, nefreti kışkırtıp her türlü askerî, teknolojik, savaş ve ölüm getiren desteği sağlıyorlar.

Tarihsel Süreç ve Kürt Sorunu

Bu anlamda BOP’a şiddetle karşı çıkıp, “dış güçler“ lafzını ağzından düşürmeyip tetikte bir söylemle hareket eden siyasi gücü elde etmiş seçilmişlere şu söylenebilir: Emperyalist Batı ya da dış güçler 1920’lerde Kürtlerin yaşadığı coğrafya başta olmak üzere Müslüman coğrafyayı çeşitli mezhep, milliyet vb. Ayrılıklarla sınır çizgileri koyarak bölerken, karşı çıkanları İngiliz ajanı, dış güçlerin piyonu deyip damgalarken neden ses çıkarmadınız?

Oysaki Kürt olduğu düşünülen Selahaddin Eyyubi, Kudüs’ü fethetmeye giderken hiçbir etnik çıkar gözetmemişti.

Bu bağlamda küresel güçler başta olmak üzere (dış güçler) ve onların bölgedeki iş birlikçileri (iç güçler) için, bölgedeki zengin petrol yataklarının varlığı büyük öneme sahiptir. Bugün yaşadığımız çatışmaların ve gürültülerin ana nedenlerinden biri de budur.

Yüzyıllardır yapılmak istenen Ortadoğu dizayn çalışmaları devam etmektedir. (Irak, Suriye, Libya, Filistin, Lübnan, Afganistan, Yemen, Pakistan; hatta sırada İran ve Türkiye olacağı öngörülen savaşlar bunun somut örnekleridir.)

Sonuç: Figüran Olmak

Bizler istediğimiz kadar milliyetçi, dinci, liberal, demokrat, solcu, sağcı, dinli, dinsiz, Arap, Farsi, Kürt, Türk vs. Olalım; yapılan yanlışlara tepki gösterelim ya da savunalım, bu toplumsal hareketliliğin asıl sebebi birilerince oluşturulmuş ve bu proje sonlandırılmış bir plandır.

Bizler ise yaşanan bu zamanın, uzamın figüran izleyicileriyiz. Bizler sadece bu illüzyonun kurbanlarıyız. Gördüğümüz ya da yaşadığımız bu toplumsal hareketliliğin ve dökülen kanın asıl amacı da, o planlanmış sonuca ulaşma sancılarıdır.

„Desek de demesek de, asıl amaçları Ortadoğu’da parçaladıkları ülkelerin büyük topraklarına sahip; güçlü ve Batı destekli kurulmuş olan İsrail’i, daha da genişletilerek ve ölüm saçarak büyütülmeye çalışılmasıdır, yeryüzü tanrıları tarafından!“

Bu kapsamda Türkiye ve bölgemizde yaşanan Kürt konusuna veya sorununa yaklaşımını ifade eden ve BOP kapsamında çıkarılan iç savaş sonrası halkı tarafından linç edilerek öldürülen bir siyasetçinin dediği gibi: „Mezopotamya güneşinin altında neden Kürtler de özgür ve eşit olmasın?“

Fakat bu hak, neden okyanus ötesindeki devletlerin kirli amaçlarına perde yapmak, ülkeleri karıştırıp fitne çıkarmak için, gizli ajandalarının konusu olsun ve yaşadığımız coğrafya kann dehlizine dönüşsün?

Ülkelerinin iç problemlerini veya konularını bölge halkları, yöneticileri kendi dinamikleriyle kann dökmeden, uzlaşıyla halledemezler miydi?

Okyanus ötesi ülkelerin çıkarcı ve iki yüzlü desteğiyle yapılan bu kanlı savaşlar, Irak’ta, Suriye’de, Lübnan’da ve Filistin’de yaşanan canavarca, korkunç soykırım ve vahşet, gösteriyor ki; Büyük Ortadoğu Projesi bölge insanının hayrına hizmet eden bir proje değil.

 

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment