“Savaşın en ahlaksızı medyada sürdürülüyor. Kendi ülkesini savunan HAMAS terörist ilan ediliyor, Gazze’yi işgal edip kadın-çocuk demeden herkesi öldüren “İsrail kendini savunma hakkını kullanıyor” deniyor. Bizim beyinsizlerimiz de -herkesin sebebi farklı- bunu dillendiriyor.”
“HAMAS’ın yaptığı doğru mu değil mi? Bunu tartışabilirsiniz. Ama vakıa o ki yaptı. Şimdi bunun sonucunu değerlendirebiliriz. Yaptı da ne oldu diye sorabiliriz. Bakalım ne oldu? Mesela öldürülenler şehid oldu kazandı, asıl onlar yaşıyor. En kârlı çıkanlar da muhtemelen onlar. Kalanları ise ikiye ayırabiliriz:
- Müslümanlar: Bir kısmı bilendi, tecrübe kazandı, cihad, sabır nasıl olur öğrendi. Bir kısmı da miskinliğini ve uyuşukluğunu gördü, imanını gözden geçirme gereği duydu. Diğer bir kısmı psikolojik olarak teslim oldu, Batıyı ve yahudiyi savunur hale geldi.
- Gayrimüslimler: Yahudiler başta olmak üzere Batı’nın Müslümanlardan korkusu arttı, top yekün harekete geçmenin gereğine karar verdiler ve müslümanlar bu uyanışa devam ederlerse rahat edemeyeceklerini anladılar. Onları toptan imhaya ya da onlarla toptan savaşa hazırlanıyorlar. Kısaca; ister HAMAS gibi cihada hazır müslümanlar olun, ister miskin ve pasif olanlardan olun, isterseniz ötekilerin safına geçin, bundan sonra dünyada rahat bulamayacağımızı bilmeliyiz. Hedefimiz dünyada rahat etmek mi? O halde en izzetli ve en şerefli duruş ne ise onu göstermeliyiz.” diye yazan Prof. Dr. Faruk Beşer, bir diğer paylaşımında Arapça bir yazıdan esinlenerek “İsrail Harbi bize neler öğretti?” diye sormuş ve 24 madde sıralamış, biz de bunları 33’e ulaştırdık.
İsrail’in Filistin soykırımları ve Filistin’in, Gazze’nin, Hamas’ın bunlara karşı duruşu bize neler öğretti?
“1. Dünyada rahat yoktur, her an cenge hazır ve güçlü olmak gerekir.
- HAMAS politikaları da eleştirilebilir, ancak bu savaşa mecbur idiler ve takdire değer insanî bir yol izlediler.
- İlk kez bu savaşta İsrail kendinden olmayanlara skandal bakışını bütün dünyaya açıkça gösterdi.
- Tarihinde ilk defa 2500 ölü ve 250 esir verdi.
- İlk kez MOSAD’ın istihbarat aczi anlaşıldı.
- Yenilmez sanılan İsrail ordusu ilk kez yenilginin tadını aldı.
- “Batı Medeniyeti” tarafgir ve gayri insani davrandığını ortaya koydu ve rezil oldu.
- Normalleşme ve İbrahimî dinler projesi fiyasko ile bitti.
- Büyük Yahudi vatanı fos çıktı, imkânsızlığı anlaşıldı
- İsrail’in kendi içindeki birliği yara aldı ve sarsıldı.
- İlk kez sosyal medya Batının bu ölçüde aleyhine sonuçlar verdi.
- Filistin ve Kudüs meselesi tekrar ümmetin gündemine oturdu.
- Cihad ruhu ve ahlakı yenilendi, hatalar gözden geçirildi.
- İlk kez ümmet arasında bu ölçüde bir birlik sağlandı.
- İlk kez dünya ölçeğinde esirlere bu kadar İslami/insani davranıldı.
- İşgalci İsrail zindanlarında çürümeye terk edilenlere kurtuluş ümidi doğdu.
- Filistin diasporasının geri dönüş umudu oluştu.
- Arap halklarının uyanışı ve ümidi arttı.
- Mevcut Arap yönetimlerinin, kendi halklarından ne kadar uzak oldukları görüldü.
- Allah’ın nice az gruplara da zafer verebileceği vadinin gerçekliği anlaşıldı.
- İçimizdeki İslam düşmanları ve İsrail beslemeleri daha yakından tanındı.
- Savaşta bile insani özelliklerin öne çıkarılmasının önemi anlaşıldı.
- Ülkesini izzet ve şerefini korumada ve savunmada imanın ulusçuluktan çok güçlü olduğu gösterildi. Laik Filistin yönetimi ve el-Fetih’in pek sesi çıkmadı.
- Meselenin HAMAS olarak değil, FİLİSTİN meselesi olarak ele alınması gereği bir kez daha anlaşıldı.”
Bunları şöyle devam ettirebiliriz (editor):
- Hamas, İsrail’in ve Siyonismin dünyayı susturduğu ‘korku duvarı’nı yıktı. Dokunulamaz’mışlık algısını yerle bir etti.
- İslam ülkelerinin yöneticilerinin aslında siyonizmin o ülkelerdeki temsilcileri oldukları anlaşıldı.
- İslâm ümmetinin darmadağın olduğu ve İsrail’i durdurabilecek bir yaptırım uygulayamayacağı ortaya çıktı.
- Yeryüzünde özgür kalmış tek toprak parçasının aslında Gazze olduğu, dünya ülkelerinin hemen hepsinin siyonizmin hizmetkarlarına dönüştükleri anlaşıldı.
- Hiç bir ülkeden İsrail’in katliamlarına gerçek bir müdahale gelmediği görüldü.
- Türkiye Hükumeti olarak resmî açıklamalarla ‘endişelenme ve kınama shov’unda ön sırada olduğumuz, ama fiilen İsrail’e ticarî gemilerimizle yardıma koşmada da çok başarılı (!) olduğumuz aptala bile malum oldu.
- Arap ırkı bağıyla Arapların, İslam bağıyla müslümanların sahip çıkmadığı Filistin halkına insanlık bağıyla dünya insanlarının, hangi dinden, dilden ve ırktan olurlarsa olsunlar halkların devletlerine rağmen yürüyüşleriyle, açıklamalarıyla ve boykotlarıyla sahip çıktığı da apaçık müşahede edildi.
- Dünyaya müslümanlar teröristtir algısı yaydılar. Filistinlilerin masumiyeti ve Hakk’a teslimiyeti gayri müslimlerin İslama/Müslümana bakışını olumlu yönde değiştirdi.
- Kurban rolündeki siyonistlerin kurban değil fâil olduğunu dünya kamuoyu gördü, İsrail bu destegi kaybetti.
Prof. Dr. Faruk Beşer
…
Not: Bu yazı, 14 Ocak 2024 günü vefat eden İslam Hukuku âlimi merhum Prof. Dr. Faruk Beşer Hocanın twitter hesabındaki iki paylaşımından derlenmiştir. Allah’tan kendisine rahmet, sevenlerine sabr-i cemil niyaz ediyoruz. Editör / Körpe Kalemler Dergisi.
