İlimKevser Sabâ AlkayaMayıs '23

“Her vaktin kendi kokusu vardır. İkindi vaktinin geçip gitmesine üzülmeye ne gerek var? İkindi vaktinin kokusunun ardından, akşam vaktinin güzel kokusu gelecektir. Zamana ait bu kokular anlatıya değil, derin düşünmeye dairdir. Birbiri ardına gelecek şekilde bölünmemişlerdir. Aksine, kendi içlerinde sükut ederler.”

Byung-Chul Han

Kitapları çok seviyorum, okuma yazmayı öğrenir öğrenmez başladı okuma serüvenim; önce tabelaları, sonra karşıma çıkan her şeyi okudum. Okudukça kendimi okumamı derinleştirdim, kendi tünelimi kazdım her bir kitapla, yine de varamadım kendi özüme. Kendimi bildim bileli çekildim kelimelere, kelimelerden kitaplara, kitaplardan çeşit çeşit âlemlere; belki genetik bir meraktı benimki, 6 Şubat 2023 depreminde kaybettiğim rahmetli babam da severdi okumayı, kezâ dedem de… Binler rahmet ola o güzel rûhlarına.

Değerli ilim-irfan insanı Dr. Musa Hûb Bey’in Nisan 2023’te KDY tarafından yayınlanan Sonsuzluk Sırrı isimli kitabı Ramazan-ı Şerîf ayının hemen akabinde düştü nasibime. Kitabın kapağında uzayın büyüleyici bir fotoğrafı var; zaten uzay çoğumuz için sonsuzluğun gizemini çağrıştırıyor. Akıl sınırlı olduğu için sonsuzluğu ihata edemiyor, lâkin kalp tanıyor sonsuzluğu, kalbe ipucunu sonsuzdan gelip sonsuza gidecek olan rûh veriyor.

Kitabın sahifeleri arasında gezinirken hoş bir râyiha esti yüreğime; beyaz, billur, temiz, manolya kokulu bir râyiha. Kitap sanki beni bembeyaz köpükleriyle şırıl şırıl akan bir nûr şelalesine götürüyordu. Okurken “Âh keşke onbir ayın sultanından önce geçseydin elime!” diye bir iç geçirdim, ama olsun her şey vaktiyle. Kitabın sadece ramazan ayına özel olduğunu düşünmeyin, hoş, öyle düşünseniz de beis yok; çünkü İmâm-ı Rabbanî Hazretleri bir mektubunda Ramazan ayının cem’iyyet ayı olduğunu söyler, Mektûbât-ı Rabbânî’nin dördüncü mektubunda şöyle buyurur İmâm-ı Rabbânî hazretleri: “Her hayır ve bereket ki sene boyunca herhangi bir şekilde kişilere ulaşırsa ancak o şey, sonsuz derecede kıymeti büyük olan şu ayın bereket denizinden bir damladır. Şu ayda olan cem‘iyyet (kalp huzuru), sene boyunca hasil olan cem‘iyyete sebeptir. Bu ayda tefrika (kalbin dağınıklık hâli), bütün sene boyunca olan tefrikaya sebeptir.” Sonsuzluk Sırrı kitabında buna da temas edilir. Kitabın 225. sayfasında şöyle diyor Musa Hûb:

“Ramazan ayı, bir yılın ölçüsüdür. Ne kadar hayırlı geçirildiyse, o yıl da öyle geçer; ne kadar şerli geçirildiyse, o yıl da öyle geçecektir. Hz. Aişe’den rivayetle, Resulullah Efendimiz’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Ramazan ayı, (şerlerden sâlim olur ve hayırlarla) selâmet bulursa, bütün sene de sâlim olur.” İsnadının sıhhat derecesi mevsuk olmasa da, metninin doğruluğuna itibar eden bazı İslam âlimleri: “Cuma günü haftanın ölçüsüdür, Ramazan ayı da yılın ölçüsüdür.” şeklinde bir tespit yapmış, bir kaide ortaya koymuşlardır.” Buradan yola çıkarak diğer ayların yönünü Ramazan-ı Şerif ayının belirlediğini söyleyebiliriz. İşbu yüzden kitap sadece Ramazan ayı kitabı olmaktan çıkıp bütün bir ömre, hatta ebede uzanıyor. Kitap her Ramazan evvelinde tazelenmesi gereken sonsuzluk sırrına sahip.

“Her vaktin kendi kokusu vardır.” diyor Byung-Chul Han, vaktin kokusu gibi kitapların da kendine has bir kokusu var. Herkes kendi enerjisine göre çekilir kitaplara; kimini içine alıp sarıp sarmalayan bir kitap, kimi için bir şey ifade etmez. Herkesin tekâmül yolculuğuna göre değişir bu sır. Evet: “Her vaktin kokusu vardır.” Kalp sırrına erenler duyar bu kokuyu; aslında her şeyin bir kokusu vardır, kitaplarında… Eser, müellifin izini taşır sinesinde, iz, kalpten dökülür satırlara; hani “sadırdan satıra” denir ya, işte öyle. Sonsuzluk Sırrı en başta Ramazan-ı Şerîf kokuyor, sayfalarda kulaç attıkça sizi Ramazan-ı Şerîf ummanında tatlı tatlı seyahat ettiriyor. Tertemiz bir suyun üzerinde kayıkla şelaleye yaklaşır gibi hissettiriyor; zaten Ramazan’ı Şerîf de mis gibi, âb-ı hayat olan, Kur’an-ı Kerim kokuyor. Şehr-i Ramazan (Ramazan ayı) terkibi Kur’an-ı Kerim’de geçen bir terkip. “Ramazan ayı, öyle bir aydır ki Kur’an-ı Kerim o ayda indirildi” buyurur yüce Rabb’imiz. Kur’an-ı Kerim öyle bir abıhayat ki indiği ayı da şereflendiriyor. “Kitaba neden Sonsuzluk Sırrı ismi verilmiş?” diye düşündüm, kanımca Ramazan-ı Şerîf içre Kur’an-ı Kerim sırrı. Sonsuzluğun şifresi burada, o şifreyi açacak anahtar ise insanın kalbinde. Her Ramazan’dan önce okuyup, bütün bir yılı bereketlendirmek, Ramazan-ı Şerîf’i daha iyi idrâk ve ihyâ etmek için her evde bulunması gereken bir kitap.

Kitabın ilerleyen sayfalarında eski İstanbul Ramazanları bölümü, insanı o döneme götürüp, nostalji tadı bırakıyor damakta. Eskiye meclûb olan bendeniz, tarçın kokulu bu sayfaları temâşâ ederken hayli feyz aldım. Musa Hûb Bey, bir müddet yurtdışında yaşamış, yurtdışında Ramazan-ı Şerîf ayına ve başka konulara dair izlenimlerine, kendisiyle yapılan mülakatta yer vermiş. 287. sayfada geçen sohbet bendenizi hayli müteessir etti. İşte mülakattan bir kesit: “Soru: İftarda en çok aradığınız ama bulamadığınız bir yemek oldu mu? Cevap: Olmaz olur mu? Hem de her iftarda. Nedir biliyor musunuz? Ezan-ı Muhammedî’nin manevi lezzeti! İnsan iftar vakti geldiğinde ezanı duymak istiyor.” Her gün duyduğumuz ezanın ne büyük bir nimet ve gıda olduğunu kalbim yeniden hatırlıyor. Mehmet Âkif’in: “Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.” dizeleri geliyor hatırıma, âmin diyorum.

Sonsuzluk Sırrı, insanı fıtratına yaklaştırıyor, elest bezmindeki sözü hatırlatıyor. Sonsuzluk sırrına ulaşmak için ipuçları veriyor âgâh okuyucuya. Temiz tertemiz bir kaynaktan gaflete dalan yüzlere, bembeyaz köpüklü sudan serpip kendine getiriyor. Sonsuzluk Sırrı, güzel adı gibi sonsuza değsin, zamansız olup sayısız yüreğe değsin inşallah diye dualar ediyor, ‘âmin’lerle hatm-i kelam ediyoruz.

Kevser Saba Alkaya

 

Kitabı şu linkten tedarik edebilirsiniz: https://www.kitapyurdu.com/kitap/sonsuzluk-sirri/646465.html

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment