Bin yıldan hayırlı olan, gönülleri iman ile dolduran, küsleri barıştıran, ayrılığı birleştiren, doğudan batıya bütün müminleri bir araya getiren, bereketi artıran, kardeşliği pekiştiren, cömertliği öğreten mübarek Ramazan ayına şükürler olsun ki kavuştuk. Merhaba ey kutlu ay, gönüllere merhamet ve sevinç dolduran ay, merhaba.
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cennet olan bu ay, müminlerin kurtuluş ayıdır. Yani cennete gitmek istiyorsan Allah’ın rahmetini kazan, Allah’ın rahmetini kazanmak istiyorsan geçmiş günahlarına tevbe et ve yaptığın tevbeye uygun bir hayat yaşa ki cennete girme hakkın olsun. Böylece Yüce Allah, her bir ibadetle kullarının olgunlaşmasını murad etmektedir. Bundan dolayı yapacağımız her bir ibadetle kişiliğimizi olgunlaştıracağız. Tabii ibadetlerin hakkını verirsek….
Kişiliği oluşturan en önemli ibadetlerden birisi de, Ramazan ayında tutulan oruçtur. Oruç mü’minin iradesini koruyarak ve geliştirerek terbiye eder. Oruç eğiticidir, bir aylık eğitim bütün yıla yayılacak şekilde öğrenilmelidir. Oruç hem zihnen hem de bedenen eğitir ve disiplin sağlar. Doğal eğilimlerin/fizyolojik ihtiyaçların üst benlik(değerler sistemi) tarafından kontrol altına alınması olgun bir kişiliği açığa çıkarır. Oruçla kazanılan irade eğitimi günlük yaşamda dürtüleri/vesveseleri kontrol etmeye yardımcı olur.
İnsanın en temel ihtiyaçları yemek, içmek ve cinselliktir. Bunlara fizyolojik ihtiyaçlar deniyor. Ramazan ayı boyunca sahur ile iftar arasında bu fizyolojik ihtiyaçlardan uzak durmamız emredilmektedir. Bunlardan uzak durmak yeterli midir? Elbette değildir. Oruç sadece davranışları değil, zihni ve kalbi de uyanık tutma eylemidir.
Fizyolojik ihtiyaçların taşkınlığı nefsin irade üzerindeki gücünü gösterir, bu durum ruhsal olgunluğa bir engeldir. Bu engeli aşmanın yolu da nefsi ve şeytani dürtüleri kontrol etmekten ve fizyolojik güdüleri ertelemekten geçmektedir. Bunu sağlayan bireyin ruhsal gelişiminin önündeki engeller kalkmış olacaktır.
Oruç şekilsel olarak tutulunca fizyolojik güdüler ertelenir; oruç aklen ve kalben tutulunca nefsi ve şeytani güdüler ertelenir. Usulüne uygun tutulan oruçta, kalp de bedene eşlik eder ve kötü düşüncelerden ve niyetlerden insanı uzaklaştırır. Ruhsal olgunluk isteyenler fizyolojik güdüleri ertelemekle yetinmemeli, nefsî ve şeytanî dürtülere karşı da kendisini korumalıdır. Bunu sağlayan bireyin iradesi korunacak ve gelişecektir. Fakat nefsî ve şeytanî dürtülerden korunmak için kendi iradesine değil, Allah’a güvenmesi gerektiğini de unutmayacaktır (Araf-200). Çünkü Allah’a dayanmayan irade, nefsin alt katmanlarına yolculuk yapılmasına sebep olur.
Haz duygusunu erteleyerek iradeyi koruma yöntemi Marshmallow testi ile de ispatlanmıştır. İnsanın arzu ve isteklerini erteleyerek sosyal hayatta daha başarılı olduğu bir gerçektir. Bundan dolayı oruca sadece sevap odaklı değil, aynı zamanda kişiliğimizi geliştiren ve irademizi olgunlaştıran bir yöntem olarak da bakmalıyız. Netice itibariyle oruç, kişinin Allah ile arasındaki bilişsel ve duygusal bilinci güçlendiren etkenlerdendir.
Ramazan ayındaki her bir yöntemin insanın kişisel gelişimine müthiş etkisi vardır. Mesela oruç insanda şükür ve minnettarlık duygularını ortaya çıkarır. Fizyolojik (açlık, susuzluk ve cinsellik) istekleri ertelemek, belli bir süre (sahur ve iftar arasında) bu isteklerden uzak durmak Allah’a karşı şükür bilinci oluşturur ve nimetlerden bir süre uzak durmak nimetlerin önemini ortaya çıkartarak minnettarlık duygularımızı besler.
Sadaka ve zekat ile toplumsal birliktelik sağlanır. Zengin ile fakir arasındaki fark azalır. Böylece fakirlerin ihtiyaçları azalır, zenginlerin malları temizlenir. Ramazan ayındaki her bir unsur insanları bir araya getirerek sosyalleştirir, aralarındaki kardeşlik bağını güçlendirir. Müminlerin birbirlerine olan sevgi, saygı ve merhamet yönlerini geliştirir. Onun için her bir unsurun hakkını vererek uygularsak Kur’an’ın iddia ettiği kardeşlik toplumunu hayata yansıtmış oluruz.
Psikolojideki id kavramının nefsi emmareye karşılık geldiğini söyleyenler var. Buna göre oruç tutan insan nefsi emmareyi/idi tetiklemiş olur. Böylece idin zayıf yönlerini ortaya çıkarmış oluruz ve tutulan oruçla da bu zayıflıklar giderilmiş olur. Kısacası oruç bir yandan nefisteki arızayı ortaya çıkarır, diğer yandan bu arızayı çözerek iradesini kullanan olgun insanlar meydana gelmesine vesile olur.
Üst benliğimizi Allah’ın buyruklarına göre şekillendirmeliyiz. Bu ilahi değerleri dikkate alanlar fizyolojik ihtiyaçlarını kısa süreliğine ertelerler, nefsin ve şeytanın dürtülerine karşı kendilerini koruma altına almış olurlar. İd’den gelen her türlü isteği üst benliğe göre belirleyenler gerçek mümin kişiliğini ortaya çıkarmış olurlar.
Ramazan ayı temizlik ayıdır. Bedeni ve ruhu manevi günahlardan arındırma ayıdır. Bu ayın hakkını verenler anne karnında yeni doğan bebek gibi günahsız olurlar. Bu ay günahların resetlendiği, sevapların kampanyaya girdiği bir aydır. Kampanya şartlarını sağlayan herkes bundan istifade edebilecektir. Kampanyanın şartları aklımızı, kalbimizi ve bedenimizi günahlardan arındırmak ve ibadetlerin hakkını vererek uygulamaktır. Bu şartları sağlayanlar bir yandan günahlara reset atmış olurlar, diğer yandan sevaplar ile cennete girme gayreti kazanmış olurlar. Ayrıca bu ayda Kur’an’a olan bağlılığımızı artırmalıyız. Ramazan ayında inen Kur’an’a bağlılığın artması için Rabbimiz oruçla kalbimizi, aklımızı ve bedenimizi günahlardan arındırmaktadır. Bu üçlü özelliklerini temiz tutanın Kur’an’a bağlılığı artar.
Normal zamanlarda vahiyden uzaklaşan insanın yaşantısı sönmeye, vahyin nurunu kaybetmeye ve nefsin alt katmanlarına doğru yolculuk yapmasına sebep olur. Burada şartlandırma/oruç devreye girerek nefsi emmareye/ide yapılan klasik koşullanma yolculuğunda uyarı verilir. Bu şartlandırmayı dikkate alanlar nefsin alt katmanlarına doğru yapılan yolculuğun tehlikesini fark edecek, kendisini karanlığa çeken bu etkenlerden korunmak için vahyin nurunu takip edecektir.
Ramazan ayı dindarlık oranını en yüksek seviyeye çıkaran bir aydır. Her açıdan güvenilir insan modelinin ortaya çıkması ancak bu ayda mümkündür. Bu ayda oluşturduğumuz dindarlık oranımıza dikkat edelim. Bu ay içerisinde oluşturulan dindarlık oranı yıl içinde oluşturabileceğimiz en yüksek orandır. Kur’an’ın iddia ettiği mümin kimliği ile bizim en yüksek seviyedeki dindarlık oranını karşı karşıya getirelim ve gerçek kimliğimizle tanışmış olalım.
Söze gelince ne kadar dindar olduğunu iddia edenler, öz ile karşılaşınca ne kadar din(i)dar insanlar olduğunu belki görmüş olurlar. Allah’ın sözümüze değil, özümüze baktığını unutmayalım. Allah’ın rahmetini istiyorsak özü düzgün olan, Kur’an’ın iddia ettiği mümin kimliği yaşayan insanlardan olmak zorundayız. Ramazan ayı vesilesiyle özümüzdeki eksiklikleri görmeyi ve bu eksiklikleri düzeltmeyi Rabbimiz bize nasip etsin. Ramazan orucu ümmet-i Muhammed’e hayır getirsin. Bu ay da manevi kirlerden arınan, kurtuluşa eren kullarından eylesin bizleri. Amin.