DüşünceRukiye AnarŞubat '23

Allah’ın takdiri ile meydana gelen depremin birçok hikmeti ve ele alınması gereken neticesi bulunmaktadır. Bu mevzu ile ilgili Kur’ân’a  baktığımızda, devirler boyu milletler yoldan çıktığında, azgınlık arttığında, kötülükler çoğaldığında başlarına bu tür musibetler geldiğini anlatmaktadır. ” Başınıza gelen her musibet kendi ellerinizin kazandığı günahlar, ihmal ve kusurlar yüzündendir, bununla beraber Allah o günah ve kusurların pek çoğunu da affediyor.” ( Şura -30)

Bu nokta-i nazardan baktığımızda günahların çokluğu bu tür musibetlere davetiye çıkardığı gibi ihmal ve kusurların  devam etmesi buna sebep oluyor. Bu iki sebep biri manevi, diğeri maddi yönden musibete kapı açmaktadır.

Bununla birlikte ülkemizde meydana gelen deprem sonrası tabloda ise,  bambaşka musibetler boy göstermeye başladı. Yani yerkürenin kırılan fay hattı gibi adeta toplum içinde birlik beraberlik hattını kıracak daha korkunç deprem oluşturulma tehlikesi var. Zira  milletimizin başına gelen bu felaketten kaos oluşturmak ve onu devlet, millet krizine dönüştürüp, ülkeyi her alanda zayıf göstererek düşmanların müdahalesine zemin hazırlayacak bir dehşetli tehlike bulunmaktadır. Böyle bir zamanda devletin her kurumu ile birlikte millet bir bütün olarak bu felaketi ortadan kaldırmaya çalışmak zorunluluğu var. Kamuda yetkililerin her türlü ihmalin, kusurun ve hatanın hesabı bilahare sorulmak kaydıyla şu anda ayrışmaya gitmeden el ele koşmak gerekiyor.

İnsanların can derdine düştüğü bir hengamede elbette bu zaaftan, acziyetten birileri yararlanmak isteyecektir.

Her türlü siyasi tartışmayı ve ayrışmayı bir yana bırakarak milletin derdine derman olmak en önemli vazifedir.

Bölgede kargaşa yaratarak  kaostan beslenen ajan provokatörleri ve arkalarında bulunan işgalci güçleri unutmayalım. Bu noktada 2002 yılında ABD’nin Nevada Çölü’nde yaptığı Millennium Challenge Tatbikatını hatırlamak gerekiyor. Orada tüm planlar Türkiye üzerine idi. Onca düşman kapıda fırsat beklerken bizim kendi aramızda didişmemiz, birbirimizi eleştireceğiz derken parça parça olmamız, elbette pusuda bekleyenlerin işine yarayacaktır.

Şu ilahi uyarıyı aklımızdan çıkarmayalım.

“Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin, sonra zayıflarsınız ve kuvvetiniz gider, sabredin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir”. (Enfal 46)

Bu günlerde tam da bu ayet bizim için rehber olmalı. Didişmek, çekişmek ve her türlü  karalama ifadesi Hak katında da, halk nazarında da büyük vebaldir.

Her gruptan, her dernekten yapılan yardım ve hizmetler için memnun olmalı, duacı olmalı ve itibar suikasti yapanlara fırsat verilmemeli.

Rabbim hepimize basiret ve feraset versin.

Milletimiz bu büyük imtihandan tevekkül, sabır ve ibret alarak inşallah selamete çıkacaktır.

Rabbena vela tahmil aleyna isran kema hameltehu alellezine min kablina.

(Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme.) Bakara-286

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment